SqFKT. Rüyanın Özeti Rüyada şehidin cenaze namazını kılmak ağız tadının, keyfinin ve neşesinin de yerinde kalacağına, iş dünyasında çok sağlam ve sarsılmaz bir mevki edinileceğine, çok istenen bir şeye sahip olunacağına, iş dünyasında hatırı sayılır bir itibara sahip olması nedeniyle sürekli yeni iş teklifleri alacağına, uğursuz, arsız ve yüzsüz kişilerle muhattap olunmayacağına, çok sevdiği ve değer verdiği bazı çalışmalara gireceğine rivayet eder. Rüyanın Geniş Tabiri Rüyada şehidin cenaze namazını kılmak ağız tadının, keyfinin ve neşesinin de yerinde kalacağına, daha önce düştüğü yanlışlara yeniden düşmeyeceğine, eğer başarılı olursa çok büyük kazanç elde edeceğine, çalıştığı firma içerisinde hayırlı bir mevkiye terfi alınacağına, elindeki imkânları ailesi için seferber edeceğine, isteklerinin gerçekleşeceğine ve hedeflerini tutturmayı başaracağına rivayet eder. Rüya manasına göre çok iyi bir kariyere sahip olacağına, sanatla ilgili olarak bazı çalışmalar yapılacağına, kimsenin arkasından gıybet etmeyeceğine ve hiç kimseye iftira atmayacağına, iş dünyasında çok sağlam ve sarsılmaz bir mevki edinileceğine, çok huzurlu bir hayata sahip olacağına, hem iş hem de özel hayatında herkesten çok ileride olacağına işaret eder. Rüyada şehidin cenaze namazını kılmak kendisine olan öz güveninin yerine geleceğine, çok istenen bir şeye sahip olunacağına, makbul olan yaşam tarzını seçeceğine, yardıma muhtaç insanlara yardım etmek için gelirinin bir kısmını harcayacağına, aile hayatında çok güzel gelişmelerin yaşayacağına, yapmayı çok istediği şeyleri yapmak için kendisine fırsat yaratacağına delalet ettiğine inanılır. Rüya yorumcusuna göre sorunlarından ve sıkıntılarından kurtulacağına ve rahat edeceğine, yüzünün gülmesine vesile olacak durumlar meydana geleceğine, aldığı iyi aile terbiyesi ve eğitim sayesinde herkesin takdirini toplayacağına, hayal kırıklıklarını ve gönül yaralarını yavaş yavaş unutacağına, iş dünyasında hatırı sayılır bir itibara sahip olması nedeniyle sürekli yeni iş teklifleri alacağına, başı sıkışanın derdine çare bulacağına delalettir. Rüyada şehidin cenaze namazını kılmak ortak yapılan bir işte yollarının açılacağına, günahlarından kurtulacağın ve hayattayken yaptığı iyi ameller, sevaplar sayesinde ahiret hayatının istediği gibi olacağına, hayırlı bir kısmet ile dünyaevine gireceğine, uğursuz, arsız ve yüzsüz kişilerle muhattap olunmayacağına, geçim sıkıntısının biteceğine, yeni başlangıçların yapılacağına, aydınlık bir yola çıkılacağına delalet eder. Rüya tabircilerine göre verilen emeklerin ve yapılan sürprizlerin hayatı renklendireceğine, sevilen kişilere maddi ve manevi açıdan destek olunacağına, geleceğinin parlak ve aydınlık olacağına, çok sevdiği ve değer verdiği bazı çalışmalara gireceğine, yeni tanışmalar konusunda mesafeli davranacağına, ömür boyu kazanç getirecek bir işinin olacağına delalet eder.
Cenaze Namazı, Dünya’ya gözlerini açan her canlı ölmeye namzettir. Aradaki fark, uzun ömürlü olup olmama noktasındadır. Bu değişmez kanun karşısında her toplum, her sistem kendine göre bir vaziyet almış, Ahiret yolcusunu uğurlarken ona karşı bir takım vazifeler yapılması gerektiğini hissetmiş ve bu münasebetle ilkeler koymuş, törenler öngörmüştür. Nizamların en mükemmeli mübarek İslâm Dini de Ahiret yolcusuyla ilgili esaslar vazetmiş, bu hususta müntesiplerine zorunlu vazifeler yüklemiş, Dünyayı değil Ahireti ebedi yurt kabul etmiş, ona inanmayı imanın esaslarından biri saymış, Kur’an’da Her canlı ölümü tadıcıdır» diye genel ilân yapmış; Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem Lezzetleri yenen ölümü çokça anın» Tirmizî. buyurmuştur. Bir başka hadislerinde şöyle buyurmuştur Ölümü çokça anınız, zira o günahları eritir ve Dünya’dan yüz çevirtir.» Allah’ın Resulü bir başka hadislerinde de ölümle ilgili olarak şöyle buyurur Ölüm, öğütçü olarak yeter.» Taberâni ve Beyhaki. Efendimiz, bu hadisleriyle ölümü aklımızdan çıkarmamamızı öğütlemiştir. Evet Dünya’ya dalan, onun süsüne kapılan, şehvetlere gömülen kimsenin kalbi ölümü anmaktan, Ahirete yönelmekten gaflete düşer; onu hatırlamaz, kendisine ölüm hatırlatıldığında hoşlanmaz, ölümden tiksinir. HASTA ZİYARETİ Kişinin, yakınında bulunan tanıdık ve tanımadık hastaları ziyaret edip hatırlarını sorması sünnettir. Bu sünnetin çeşitli dereceleri vardır. İlk ziyâret kuvvetli sünnet; diğerleri mendûbtur. Ayrıca akraba ve dostlar ile onların hastalarıyla alâkadar olmak, sık sık ziyaretlerine gitmek büyük önem taşır. Çünkü İslâm’da maddi ve manevi haklar, yakınlıkla doğru orantılıdır. Senin en yakının, senin üzerinde en fazla hakkı bulunandır. Bu haklarından biri de hasta ziyareti ve ölenlerini mezarlarına kadar uğurlamaktır. Çünkü Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurur Müslümanın, Müslüman üzerindeki hakkı beştir a Selâmına aynıyla karşılık vermek, b Hasta olduğunda ziyaret etmek, c Öldüğünde kabre kadar uğurlamak, d Davetine gitmek, e Aksırıp hamtettiğinde elhamdü lillâh, dediğinde Yerhamükallah Allah sana rahmet ediyor / rahmet etsin» demek.» Buhâri, Müslim. Allah’ın Resulü buyuruyor Hastayı ziyaret ediniz, aça yemek veriniz, esiri kurtarınız.» Buhâri. Ali radıyallahü anh rivayet ediyor Rasûlullah sallallahü aleyhi ve sellem’den duydum, şöyle buyuruyordu Herhangi bir Müslüman, hasta bir Müslümanı sabahleyin erkenden ziyaret ederse yetmiş bin Melek akşama kadar o ziyaretçi için mağfiret diler. Eğer akşam ziyaret ederse, yetmiş bin Melek sabaha kadar onun için istiğfarda bulunurlar. Cennet’te, O’nun için toplanmış olgun meyveler vardır.» Tirmizî. ÖLMEK ÜZERE OLAN HASTAYLA İLGİLİ VAZİFELER Hastada ölüm belirtileri görüldüğünde mümkünse sağ yanı üzerine Kıble ’ye çevrilir. Eğer bu mümkün olmazsa; sırtüstü yatırılır, başının altına yastık konur. Bundan sonra hastanın vaziyetine göre sırasıyla şu işlemler yapılır a Telkîn Şuuru yerinde ve ölmek üzere olan – ki bu durumdaki bir hastaya muhtazar» denir-, söylenenleri anlayabilecek durumda bulunan hastaya telkin verilir. Telkin hastanın yanında onun duyabileceği bir sesle Eşhedü en lâ ilâhe illellah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlüh» şehadet, cümlelerini söylemektir. Müslüman hastaya şehadet cümlelerini getirmesi için ısrar edilmez, çünkü – Allah korusun – can havliyle ters bir harekette bulunabilir. b Yâsin-i Şerif okumak Ölmek üzere olanın yanında Yasin-i Şerif’in okunması müstehabtır. Çünkü Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem, bir hadislerinde Ölülerinize Yasin’i okuyunuz» buyurmuştur. ÖLÜM GERÇEKLEŞTİĞİNDE YAPILACAK İŞLER Ölüm gerçekleşince; ölü sırtüstü yatırılır, gözleri yumulur, alt çenesinin altından geniş bir bez geçirilerek çeneleri birleştirilir ve bezin uçlan tepesine bağlanır. Böylece ağzının açık kalmaması sağlanır. Gözler kapatılırken Bismillâh ve alâ milleti Rasûlillah Allah’ın adıyla ve Peygamber’in Dîni üzere» denilir. Ayrıca Allah’ım! Falanı ölünün adı verilerek bağışla, derecesini doğru yola iletilmişlerin arasına yükselt Ey Âlemlerin Rabbi! Bizi ve onu yarlığa, kabrini genişlet ve nurlandır» diye dua etmek de müstehabtır. Bundan sonra; ölünün üstüne örtü çekilir, güzel kokular serpilir, tütsüler yakılır, şişmemesi için kamının üstüne demir parçası veya ayna konulur. Ölünün kollarını göğsü üzerine koymak caiz değildir, çünkü bu gayr-i müslimlerin adetidir. Hasta can verdikten sonra, yıkanmcaya kadar yanında Kur’ân okumak mekruhtur. Fakat başka bir odada okumak caizdir. ÖLENİN ARDINDAN AĞLAMAK Elem duymak, hislenmek, Allah Teâlâ’nm gönüllere koyduğu bir haslettir. İnsan bir yakınını kaybettiğinde duygulanıp gözyaşları dökmesi tabiidir. İslâm bu tür hüzünleri menetmemiştir. Bu çeşit üzüntüler, kederler, Allah Rasûlü ile O’nun seçkin sahabelerinden de gözlenmiştir. İslâm’ın yasakladığı ağlama; yüksek sesle ağlama, yaka yırtmak, saç yolmak, dizlere vs. gibi yerlere vurmak süretiyle dövünerek ağlamaktır. Bunlar câhiliyyet âdetleridir. CENAZENİN NAMAZINI KILMAK Ölen bir Müslümamn Cenâze Namazını kılmak da kifâye yoluyla farzdır ve bir kişi bu vazifeyi yerine getirince, diğerlerinden mes’ûliyyet düşer. Cenâze Namazında cemâat şart değildir. Bir kadının kılmasıyla da bu vazife yerine getirilmiş olur. Cenaze üzerine namaz kılmanın şartları Cenâze Namazının sahih olabilmesi için diğer namazlarda aranılan şartların dışında şu altı şartın da bulunması gerekir. 1 Ölünün Müslüman olması, 2 Ölünün şehitler hâriç yıkanmış olması. Yıkanmamış bir ölünün Cenaze Namazı, yıkandıktan sonra tekrar kılınır. Yalnız yıkanmadan ve namazı kılınmadan gömülmüş bir cenazenin namazı kabri üzerinde kılınır. Gömüldükten sonra kabri açmak haram olduğundan namazın sahih olabilmesi için ölünün yıkanmış olmasıyla ilgili şart düşer. 3 Ölünün cemaatin önünde bulunması. 4 Ölünün tamamının veya yarısından fazlasının veya başıyla birlikte vücudunun yarısının bulunması lâzımdır. 5 Cenaze Namazını kılmakta olan kişinin özürsüz olarak hayvan sırtında veya hareket hâlindeki bir vâsıtada olmaması ve namazı oturduğu yerde kılmaması gerekir. 6 Cenazenin yere konmuş olması, hayvan sırtında veya hareket hâlindeki bir vâsıtada olmaması icap eder. Cenaze Namazının Rükünleri Namaz İçindeki Şartları Cenaze Namazının rükünleri, tekbirler ile kıyamdır ayakta duruştur. Cenaze Namazında, Kur’an okumak, rükû ve secde yoktur. Vacipleri Cenaze Namazında iki vacip vardır. Bunlar da dördüncü tekbirden sonra sağ ve sol taraflara selâm vermektir. Sünnetleri Cenaze Namazında dört sünnet vardır 1 Cenaze erkek olsun – kadın olsun imamın cenazenin göğsü hizasında durması. 2 ilk tekbirden sonra el bağlayıp Sübhâneke»yi okumak. 3 İkinci tekbirden sonra, Salli – bârik»leri okumak. 4 Üçüncü tekbirden sonra namaz kılanın kendisin, Müslümanları ve ölüyü içine alacak şekilde duâ okuması. Soru Cenaze namazını kim kıldırır? Cevap Bir Cenaze Namazını kıldırmaya en ziyade hak sâhibi Devlet Reisi veya O’nun tayin edeceği kimsedir. Bundan sonra namazın kılındığı mahallenin imamı gelir. İmamdan sonra da yakınlık derecelerine göre cenazenin yakınları gelir. Kadınlar ve çocuklar imam olamaz. Namazımı falan kıldırsın diye vasiyette bulunmak; Bir kimse ölmeden önce Benim namazımı falan kıldırsın» diye bir vasiyet yapsa; vasiyeti geçersiz sayılır, bu vasiyeti yerine getirme zorunluluğu yoktur. Cenaze Namazına Nasıl Niyet Edilir? Yukarıda işaret ettiğimiz gibi Cenaze namazında niyet şarttır. Niyetsiz kılman bir Cenaze Namazı sahih olmaz. Cenazenin niteliğine göre niyet şu dört şıktan biriyle yapılır ve imama uyulmaya niyet edilir. 1 Cenaze erkek ise cemaat Niyet ettim Allah rızası için Cenaze Namazını kılmaya şu ölü erkek için duaya, uydum hazır olan imama». 2 Cenaze kadın ise cemaat Niyet ettim Allah rızası için Cenaze Namazını kılmaya, şu ölü kadın için duaya, uydum hazır olan imama» 3 Cenaze erkek çocuk ise cemaat Niyet ettim Allah rızası için Cenaze Namazını kılmaya, şu ölü erkek çocuk için duaya, uydum hazır olan imama», 4 Cenaze kız çocuğu ise cemaat Niyet ettim Allah rızası için Cenaze Namazını kılmaya, şu ölü kız çocuğu için duaya, uydum hazır olan imama.» diye niyet eder. Soru Cenazenin mahiyetini bilmeyen nasıl niyet eder? Cevap Cenazenin erkek mi kadın mı, küçük mü, büyük mü olduğunu bilmeyen kimse Niyet ettim Allah rızası için Cenaze Namazını kılmaya, imamın dua ettiği ölü için duaya, uydum hazır olan imama» diye niyet eder. SAFLARIN TERTİBİ Cenaze Namazlarında cemaatin üç saf olması eftaldir. Bu, cemaatin az olmasıyla mukayyettir. Eğer kalabalık bir cemaat varsa saflar çoğaltılabilir. Uygulama da böyledir. Diyelim, bir Cenaze Namazında imamdan başka altı kişi bulundu; bu durumda üç kişi imamın arkasında iki kişi bu üçün arkasında, bir kişi de ikinin arkasında saf tutar. Cenaze Namazı Nasıl Kılınır? Yukarıda açıkladığımız esaslar dairesinde imam yerine geçip cemaat saf bağladıktan sonra niyet yapılır. Niyetin ardından imam sesli, cemaat sessiz olarak tekbir alırlar ve bu ilk tekbirde ellerini kaldırırlar. İmam ve cemaat bu ilk tekbirden sonra şu teşbihi okurlar Subhânekallahümme ve bihamdik. Ve tebârekesmük. Ve teâlâ ceddük. Ve celle senâüke ve lâ ilâhe gayrük.» Manası Allah’ım! Sana hamt ile Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. İsmin pek yücedir. Zatın pek âlidir, övgün pek azametlidir. Sen’den başka İlâh yoktur.» Bu teşbihlerin sonunda imam ellerini kaldırmaksızın yüksek sesle tekbir alır, cemaat da gizlice tekbir alır ve Allahümme salli ve Allahümme bârik» salavatlarını okur. Bu salavatlardan sonra yine imam ellerini kaldırmaksızın yüksek sesle, cemaat da yine ellerini kaldırmaksızın alçak sesle tekbir alarak cenaze dualarını okurlar. Aslında, bu üçüncü tekbirden sonra okunması şart, muayyen bir dua yoktur. Herhangi bir dua okunabilir. Fakat Rasûlullah sallallahü aleyhi ve sellem’e atfedilen duaların okunmasında büyük yararlar vardır. Aşağıda yazacağımız duaları Efendimiz Cenaze Namazlarında okuduğuna dair rivayetler vardır, binâenaleyh, elimizden geldiğince bu duaları ezberleyip ehli bir hoca efendiye dinletmeliyiz. Cenaze erkek ise, üçüncü tekbirden sonra şu dua okunur Allâhümmağfir lehû ve’r-hamhu ve âfihi va’fü anhu ve ekrim nüzüleh. Ve vessi’ medhaleh. Veğsilhu bi’l-mâi vesselci ve’I-berad. Ve nakkıhi min’el-hatâya kemâ nekkaytessevbel’ ebyadü mineddenes. Ve ebdilhu dâran hayran min dârihi ve ehlen hayran min ehlihi ve zevcen hayran min zevcihi. Ve edhılhulcennete ve aizhü min azabilkabri ve min azabinnâr.» Manası Allah’ım! Bunu bağışla, buna rahmet eyle. Bunu bağışla. Ona nimet ikram eyle. Gireceği yerini genişlet. Onu su, kar ve buz ile yıka. Beyaz elbiseyi kirden pakladığın gibi onu da hatalardan temizle. Ona dünyadaki evine bedel daha kıymetli bir yuva, ailesine karşılık daha hayırlı bir aile, hanımından daha hayırlı bir hanım ver. Onu Cennet’e koy. Onu kabir azabından, ateş azabından koru.» Cenaze kadın ise şu dua okunur Allâhümmeğfîr li hayyinâ ve meyyitinnâ ve sağirinâ ve kebirinâ ve zekerinâ ve ünsânâ ve şâhidinâ ve ğâibinâ. Allahümme men ehyeytehü minnâ fe ehyihi ale’l-İslâm. Ve men teveffeytehü minnâ fe teveffehü ale’I-imân. Allahümme lâ tahrimnâ ecrahâ ve lâ teftinna ba’dehâ.» Manası Allah’ım! Dirimize, ölümüze, küçüğümüze, büyüğümüze, erkeğimize, dişimize, burada bulunanlarımıza, bulunmayanlarımıza mağfiret eyle. İlahi! Bizi, bu kadının ecrinden mahrum bırakma. Bizi, bunun ardından fitneye düşürme!» Cenaze çocuk veya bulûğa ermeden delirmiş sürekli bir deli ise şu dua okunur Allahümmec’alhu lenâ feratân. Allâhümmec’alhu lenâ zuhran ve ecrâ. Allahümmec’alhu lenâ şâfian ve müşeffeân.» Manası Allah’ım! Bu çocuğu bizim için önceden gönderilmiş bir karşılayıcı kıl. İlahi! Bu çocuğu bizim için sev âf ve Ahir et azığı kıl! Allah’ım! Bu çocuğu bizim için şefaatçi ve şefaati kabul edilmiş kıl.» Bu duaları bilmeyenler, Vitir Namazlarında okunan Kunut Dualarını okurlar. Kunut dualarını da bilmeyenler, ezberlerindeki herhangi bir duayı okuyabilirler. Dualar bittikten sonra imam ve ardından cemaat dördüncü bir tekbiri alırlar ve tekbirin akabinde sağa – sola selâm verirler. Dördüncü tekbir ile namazın rükünleri bittiği için ellerin selâmdan önce yanlara salıverilmesi câiz ise de en uygunu selâmdan sonraya bırakılmalarıdır. Cenaze namazına sonradan yetişen ne yapar Cenaze Namazına durulduktan sonra gelip imamı iki tekbir arasında bulan kimse hemen namaza durmaz, imamın tekbir alması bekler. Yalnız, imam îftitâh Tekbirini aldıktan sonra gelen kimse, imamın ikinci, tekbiri almasını beklemez, hemen imama uyar. İkinci tekbirden sonra imama yetişen kimse, imam selâm verdikten sonra yetişebilirse, cenaze musalladan kaldırılmadan kaçırdığı tekbirleri alır ve okuyamadığı duaları okur. Duaları yetiştiremeyeceğini kestirirse, yalnız tekbirleri alarak namazını bitirir. Dördüncü tekbirden sonra gelen kimse, artık imama yetişmiş sayılmaz. İmam dördüncü tekbirden sonra beşinci bir tekbir alacak olsa cemaat almaz. Fakat imamın selâm vermesini beklerler. İmam unutarak üçüncü tekbirden sonra selâm verse sonra da bu durumunu hatırlasa, selâmdan sonra dördüncü bir tekbir alır ve ardından yine selâm verir. Birkaç cenazeye bir namaz kılmak Birçok cenaze bir arada bulunsa, bunların her bireri üzerine ayrı ayrı namaz kılmak daha faziletli olmakla birlikte hepsine bir tek namaz kılmak da câizdir. Cenazelerin büyük yekûn teşkil ettiği durumlarda, cenaze sahiplerinin rızaları alınarak hepsi üzerine bir tek namaz kılınması sağlanmaya çalışılır. Bu takdirde cenazeler şu şekilde dizilir Erkekler imamın önünden itibaren yan yana ileriye doğru dizilir. Erkeklerden sonra sırasıyla; erkek çocuklar, sonra dişiliği ve erkekliği belli olmayanlar, sonra kadınlar, en sonra da kız çocukları dizilirler. Câmi içinde cenaze namazı kılmak Her ne şekilde olursa olsun câmi içinde Cenaze Namazı kılmak mekruhtur. Cenazenim ve bir kısım cemaatin dışarıda olması bu keraheti ortadan kaldırmaz. CENAZE NAMAZI KILINMAYANLAR Şu kimselerin Cenaze Namazları kılınmaz. 1 Haksız yere ve kasten ana ve babasından birini öldürenin. 2 Yol kesip soygun yapan eşkıyadan, 3 Haksız olduğunu bile bile kabilecilik gayretiyle kavgaya karışıp ölenlerin. Eşkıya ve âsiler savaş sonrası yakalanıp muhakeme edildikten sonra idama mahkûm edilmeleri durumunda, fikirlerine müracaat edilir; Müslüman olduklarını ikrar ederlerse namazları kılınır. CENÂZENİN GIYABINDA NAMAZ KILMAK Hanefi Mezhebinde uzak veya yakın başka bir yerde bulunan bir ölünün gıyabında namazını kılmak câiz değildir. Allah Resul’ünün Habeşistan kralının gıyabında kıldığı namaz kendine hastır ve başkaları aynı uygulamayı yapamaz. Kabir üzerine namaz kılmak Namazı kılınmadan defnedilmiş bir cenazenin çürümediği kuvvetle tahmin edilirse – yıkanmadan gömülmüş olsa bile – kabri üzerine namaz kılınır. Cenazelerin Başında Nutuk Çekmek Ölülerin teçhiz ve defin işlerinde acele etmek, biran önce yerlerine ulaştırmak Müslümanların görevleridir. Bir takım bidat işlerle oyalanarak ölenlerin gömülmelerini geciktirmek doğru değildir. Bu bidatlardan biri de namazdan sonra cenazelerin başında atılan nutuklar ve yapılan tezkiyelerdir. Ömründe bir kerecik olsun karşılaşmadığı mevtayı tezkiye eden ve cemaatten helâllik dileyenleri çok gördük. Bunlar yanlış işlerdir, cahiliye âdetidir. Ölünün tezkiyesi hususunda onu tanıyanlardan haklarını helâl etmeleri istenebilir. Bunun için de bir sürü nutuk çekmeye gerek yoktur. Müslümanın vazifesi gerçekten iyi bildiği, iyi tanıdığı ölüleri hayırla anması, kötü bildikleri hakkında da konuşmamasıdır. Orucu Bozan ve Bozmayan Şeyler
Halvetiyiz biz erenler Nişansızlık nişanımız Soyumuz İbrâhim soyu Muhammed pirimiz bizim Ey aşıklar ey garipler Bu diyar hangi diyar Kerbeladir gam yüklüdür Kan gölüdür bu diyar Cemal yolu bulunur Allahı zikretmekle Resulullah bilinir Daim tevhit etmekle Aşık olan söz eylemez Aslına yalan söylemez Söz veripte geri dönmez Muhammede bak ibret al Söyledin özünde ara kendini Özünde gizlidir senin Muhammed Sözünde anlattın bize tevhidi Özünde gizlidir senin Muhammed Açılınca güller dalda Bülbüller ötüyor onda Hasan Hüseyinim gonca Kokulmuyor Muhammedsiz Cemalini seyredince Resulullah kim bilince Ehlibeyit söylenince Yanıyorum cemaline Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Gel aşıklar gel arifler Gel Muhammedi bulalım Ey dost yolunda sadıklar Gel Muhammedi bulalım Previous Next Rüyada Bebek Cenaze Namazı Kılmak Görmek Rüyada bebek cenaze namazı kılmak görmek mevcut ilişkilerinin tartışmalar nedeniyle sarsılacağına, işle ilgili olarak bir seyahate çıkmaya, malının ve parasının da hiç olmasına neden olacağına, eğer yolculuk boyunca hiçbir kötü olay yaşanmadıysa, yapılan hatanın yakın bir kişi sayesinde telafi edileceğine ve rahat bir nefes alınacağına, uzun zamandan beri askıda kalan bir işinin yardımsever, deniz aşırı işler yapılacağına, tabir olur. Ayrıca rüyada bebek cenaze namazı kılmak görmek hayatını devam ettirecek kadar kazanç elde edeceğine, fırtınalı bir havanın sakinleşeceğine, başarısız olacağı duygusundan kurtulmaya çalışacağına, geri plana düşeceğine, evliliğinin başarılı şekilde yürüyeceğine, bunun için gereken tüm imkânları elde edeceğine, yorumlanır. her zaman aranan ve sorun çözümünde etkin biri olarak düşünülen biri haline geleceğine tabir edilir. hayallerinin bir bir gerçekleşeceğine delalet eder. bir uzmana başvurulacağına alamet eder. iş hayatında büyük zararlara uğrayacağına yorulur. Dini olarak rüyada bebek cenaze namazı kılmak görmek tabiri Dini olarak rüyada bebek cenaze namazı kılmak görmek gittikçe büyüyeceğine ve bu yüzden rüya sahibinin ruhsal olarak çok büyük sorunlar yaşayacağına, uzun zamandan beri çok sorun yaşadığı bir konuda hayırlı bir sonuca varacağına, hep içinde şüphelerin ve sıkıntıların kalacağına, kötü kişilerin ve paragözlü insanların hayattan uzaklaştırılacağına, zarar edilecek bir durumdan sevilen bazı kişilerin araya girmesi ile kurtuluşa erileceğine, dh sonra aynı is yerinde esimle çalışıyoruz ama biraz bi anlam veremedigim istek dışı sinerci babamın öldüğünü duydum bayram oluyormuş dayımın oğullarını gördüm takım elbiseli, sağlıklı ve mutlu bir yaşama kavuşacağına ve sevdiği kişilere yardım edeceğine, özel ihtiyaçlarını istediği şekilde karşılayacağına, delalet eder. Psikolojik olarak rüyada bebek cenaze namazı kılmak görmek yorumu Psikolojik olarak rüyada bebek cenaze namazı kılmak görmek kardeşler arasına kara kedi gireceğine, işlerin kötüye gittiği bir anda deyim yerindeyse sihirli bir sopa değmiş gibi düzeleceğine, kişinin yapılandırdığı tüm olumlu şeylerin üzerine gölge düşeceğine ve iş konusunda da gelirlerinin azaldığı, hırsızlık ve arsızlık yapmayacağına, bir sebeple bazı tartışmaların ortasında kalınacağına, işlerin çok daha iyi bir şekilde ilerleyeceği bir döneme girileceğine ve yardıma muhtaç insanlara çok büyük yardımlarda bulunulacağına, daha fazlası olsun diye değil, KONULARDA RÜYA TABİRLERİ ESERLERİMİZ SON EKLENENLER GÜNÜN AYETİ Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.BAKARA- 153 ÖZLÜ SÖZLER Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir. Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun? Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır. Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. Hz. Ali Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur. Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir. En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır. Alem-i Berzah insanın kendisidir. Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır. Mutaşabih ayetler ledünidir. Ölüm ve cehennem korkusu Hak'ka dost olmayanlar içindir. Şartlanmalardan ve önyargılardan arınmadan kimse masum olamaz. Uzlaşmak için bahane arayan düşman zıtlaşmak için bahane arayan dosttan daha iyidir. Baki hakikatler fani merkezli inşa edilemez. Her zorluğun çözümü sevgidir. Allah var gayrı yok sevgi var dert yok. Allah de ötesini bırak. Sorunları erteleyen ve örten değil çözüm üretip sorunları çözen olmalıyız. Kişinin irfanı kemalatı nispetinde şeytanı da nefsinin şiddetinde olur. Kötü huylardan kurtulmanın en keskin yolu ilahi aşka yanmaktır. Mücevherden sarraf olan anlar, başkası bilemez. Ne fark eder kör için elmas da bir, cam da bir. Eğer sana bakan kör ise sakın sen kendini cam sanma.Mevlana Kendini oldum ve doğru zannedenler kendileri gibi düşünmeyenlerden rahatsız olurlar. Eflatun'a dediler ki "Ne kadar çok çalışıyorsun". O da dedi ki "hayır ben sevdiğim işi yapıyorum" Allah kuluna sevdirdiği her işi kuluna kolaylaştırır. Kurtuluş hidayete tabi olanlar içindir. Selam olsun hidayete tabi olanlara. Tevhid-i Ef-al meratibi ihvanın kendi gerçeğine seyir haritasıdır. Kişi ilk önce kendisinin arifi olacak ki Rabbinin arifi olabilsin. İnanmak başka şey, teslim ve tabii olmak başka şeydir. Kalıcı dostluklar edinin. İhvan gibi yaşa, gerisine karışma. Mutlu insan başkalarının mutluluğu için yaşayandır. İslam dini istişare esaslıdır. Allah için affet, Allah için paylaş. İhvanlığını işine göre değil, işini ihvanlığına göre ayarlayacaksın. Kul, iradesini Allah’a teslim edendir. Hakk'ı hatırladığımız unuttuğumuzdan fazla olsun. "Olacağım" diyene engel yok, "olmayacağım" diyene bahane çok. Ben merkezli değil, biz merkezli olun. Dervişçe yaşamak, tevhitçe yaşamaktır. Yaptığınızı azimle yapın, hırs ile yapmayın. Kullukta devamlılık esastır. Önce emin insan olmalıyız. Derviş, halinden belli olmalıdır. Beşeriyet kemalâtın hammaddesidir. Mükemmeliyet istikamette daim olmaktır. İnsanın cismi arza, ruhaniyeti semaya mensuptur. Yaradılış farziyetimiz hakkı bilmektir. Hakk'ı tanımanın ön şartı Resulûllah’ı tanımaktır. İnsanın sırrında Allah’ın sonsuzluğu vardır. Kulluğa bahane yok değer üreteceksiniz. Şikayet, Mevla’ya hürmetsizliktir. Kulluk adına yapmadıklarımıza hiçbir bahane geçerli olmayacak. Bu âleme kavga için gelmedik. Telkin öncelikle bizim nefsimize olmalıdır. İnsan, Allah’ın sırrı Allah da insanın sırrıdır. Varlığımızın sebebi zuhuru, Cenab-ı Resulûllah’tır. Kullukta teslimiyet “Rağmen” olmalıdır. Kazası olmayan tek şey hayatımızdır. Sevgi dışındaki bütün hallerde zorluk vardır. Nefsinde mevsimi hazan olanın, gönül mevsimi bahar, Ahireti bayram olur. Hayat yaşamak, yaşamaksa sevmektir. En güzel keramet istikamet üzere olmaktır. Kişinin Rabbini tanıması için kendini tanıması lazım. Hakk’ı ancak Mirat-ı Muhammet’ten görebiliriz. İnsanı Hakk’ta sonsuzlaştıran ve yaşatan, sevgidir. Sevgi bütün yaratılanların varoluş mayasıdır. Sevgisiz olan her mekân ve mahâl mundardır. Sevgi Allah için yanmak ve olmaktır. Allah’ın ve Resulullah’ın sevgisi ile yanmayan gönül hamdır, ahlâttır. Hakikat ehlinin sermayesi aşk-ı sübhandır. Talepte kararlılık, kararlılıkta da sabır esastır. Sabır, sadrın genişliği kadardır. Sadır genişliği ise; kabulümüz, sevgimiz kadardır. Kamil insan demek;Bütün duygularda,düşüncede ruhta olgunlaşmış insan demektir., Dervişân, Mürşidinin eşiğinde sadık olduğu sürece, farkında olsa da olmasa da tekamül halindedir. Kim ki Allah’ı ciddiye almaz ise; Allah o kimseyi ciddiye almaz. Hakkı görmeyen gözler amadır. Gayret olmadan kişinin ulaşacağı hiçbir âliyet olamaz. Kendi gerçeğimize yol bulmak için arz üzerinde var olan bütün mevcudiyetten istifade edeceğiz. Bu fırsat âleminin bir tekrarı daha yoktur. Hiçbir oluşum kendi halinde, kendi başına müstakil değildir. İhvan isek bir iddianın sahibiyiz demektir. İhvanın kemâlâtı, olgunluğu, karşılaşmış olduğu olumsuz tecellilere verdiği tepkilerle ölçülür. Kişi muhatabı ve müdahili olmadığı hiçbir meselenin şahidi olamaz. Herkes kazanımlarını kayıplarını tespit etsin ki şuurlu bir hayat yaşayabilsin. Birebir uyarılar insanı daha çok uyandırır. Bütün canlılara dostça yakın olmalıyız. Tekâmül için her anı yeniden yaşamak , her anın yeniden talibi olmak zorundayız. Gayret etmeyen kişiden Kâmil insan olmaz. Ehl-i talip bu Kâinatın özelidir, özetidir. Kul, hizmeti kadardır. Kul, sevgisi kadardır, Kul hoş görebildiği kadardır. Kul feragat edebildiği kadardır. Kul paylaşabildiği kadardır. Ehl-i ihvan’ın sevgisi Rabbi’nin sevgisi, meşguliyeti Rabbi’nin meşguliyeti olmalıdır. Her an Rabbi ile meşgul olanın, muhatabı Rabbi olur. Güzel bakmalı, güzel konuşmalı, güzel dinlemeliyiz. Hayırları geciktirdiğimiz zaman şerre dönüşür. Şerleri geciktirdiğimiz zaman hayra dönüşür. İhvanın irşad olmasının ön şartı teslimiyattır. İlmen yâkinlik; bilmek ve kabul etmektir. İhvan telkin edileni yaşadıktan sonra Hakkel yâkina ulaşır. Kul, Rabbini ne kadar ciddiye alırsa, Rabbi’de onu o kadar ciddiye alır. Rahman’ın sevgilisi olmak gönlü cenab-ı Resulullah’a yönetmek ve tabi olmakla orantılıdır. İhvan, kendi özünde kâmil duruşa ulaşırsa, onda bir değil de nice esmanın açılımı, nice sıfatın inkişaf ve izhariyeti yaşanacaktır. Dünkü gibi konuşan, dünkü gibi anlayan, dünkü gibi yaşayanın anı ve akibeti hüsrandır. Ehli gönül olan, ,Resulullah’a ve Ehli Beyt’egönül veren Ehl-i İhvan’ın seyr-i sülüğü nefis merkezli akıl ile değil gönül merkezli akıl iledir. İhvan, hayırda ve şerde damlayı derya mesafesinde görecek kadar Rabbini önemseyen olmalıdır. Hakka vuslat, ancak aşk- sübhân ile olur. Aşığın, sevgisinin sancısıyla uykularının kaçması lazım ki, orada aşktan söz edilebilsin. Hayatla zıtlaşan değil hayatla uzlaşan olmalıyız. Eğer kişi yarışacaksa hayırda yarışsın selâmda, yarışsın, paylaşmada hoş görüde affetmede yarışsın. Kişi tercihinin neticesini yaşar. İnsan, sevebildiği kadar, değer üretebildiği kadar insandır. İhvan, arif olmalı ve gönlünü bütün olumsuzluklardan arındırmalıdır. Herkes yaptıklarının neticesini yaşayacak. Biz kulluğumuzu her gün yeniden yenilemeliyiz. Üstünlük ancak takva ile sevgi iledir. Allah hiçbir zaman abes ile iştigal etmez. Her işte bizim için hikmet ve hayır vardır. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. Herkesin şeytanı, Cebrail’i, Mikail’i, İsrafil’i ve Azrail’i kendisiyle beraberdir. Ehl-i ihvan demek arif olan, Hakk'a eren demektir. Sevginin tezahürü ibadettir. Eğer inanıyor, iman ediyor, seviyorsanız, yap denileni yapacak ve aksatmayacaksınız. Sevenin ne gecesi ne gündüzü ne yorgunluğu ne bahanesi ne de mazereti olur. Karşılaştığımız zorlukların tamamı tekâmül için ikrarımızı ispat içindir. Bu âlem teşbih, tespit, tenzih, takdis ve şahadet âlemidir. İnsanın Hak katında kadri, kıymeti sevgisi kadardır. İnsan, yaşadığı zorluklar aşabildiği engeller kadar insandır. Hiç zorluk, acı çekmeden, uğraş ve çaba sarf etmeden kimsenin başarıya ulaştığı görülmemiştir. Hepimiz Allah’ın Resulûllah’ın ve Ehlibeyt’in aşkından muhabbetinden istifade edip Hakk’ta bakileşebilecek yetilere sahibiz. İnsan, asliyeti kendisine unutturulmuş varlıktır. Müsemmâ ehli olan için, isimler değişşe de asliyet değişmez. Hiçbir güzelliği kendimize mal etmeden, bütün güzellikleri Rabbimizden bilmeliyiz. Herkesin imtihanı iddiası kadar olur. Yani iddiası büyük olanın, imtihanı da büyük olur. Kâinat, insan için, insana hizmet için halk edilmiştir. Hayatın tamamı, kulluğun ve dostluğun talimidir. Kişi bilgisinde değil yaşantısında kâmil insan olur. Bizim yaşadıklarımız; tercihlerimizin, taleplerimizin ve dualarımızın neticesidir. Mezheplerin farklı olması, dünya iklimlerinin, ırkların ve kültürlerin farklı olmasındandır. İrfan mekteplerinin temelde aynı, detaylarda farklı farklı olması insanların, meşreplerinin farklı farklı olmasındandır. Kimi takva ile kimi zikrullah ile, kimi hizmet ile, kimi de ibadet ile Hak rızasına ulaşmak ve kâmil insan olmak arzusundadır. Din adına zıtlaşmalar, taraflaşmalar ve tefrikalar çıkarmak Rahman’ın ve Kuran’ın reddettiği duruşlardır. Elin eksiğiyle uğraşan, kendi eksiğini hiçbir zaman göremez. Biz bu âleme eksik tespit zabıtalığına gönderilmedik. Âşık; mâşûkunu hususiyetle geceleyin, en çok yalnızlık halindeyken düşünür. Geceleri ve seher vakti çok özeldir. Dostluğun ilk şartı sevmektir. Fakat çıkarsız beklentisiz sevmektir. Dost olmak, dostun her türlü yüküne katlanmaktır. Bizim için yaşamak bir gündür, o da bugündür. Kulluk adına yapmamız gereken ne varsa sabırla ve ihlâsla yapmalıyız. Hak katında gıdalanmanın birinci esası, âdab-ı Muhammediye ve hakıkati Mahmudiye ile kıyam durmaktır. Biz eyvallah tacını, sensin’ tacını başımızdan, hiçlik hırkasını da eğnimizden hiçbir zaman çıkartmayacağız. Bir damlanın hiçliğe ulaşması, onun deryaya düşmesiyle olur. Bize ulaşan her tecellinin, Mevlâ'dan olduğunun bilincinde olalım ve rıza gösterelim. Sakın tecellilerden kahreden, kederlenen olmayalım. Tecellilerden şikayetçi olmak, kulun Rabbine olan saygısızlığıdır. İhvan, hangi tecelli içinde olursa olsun, mutlaka güzel düşünmeli ve güzel değerlendirmelidir. Edep ve âdap dışında nefes almayalım. Biz, Cenâb-ı Resûlullah’ın vitrini olmalıyız. Bütün nimetler ve âliyetler, gayret ve hizmet iledir. Biz hangi hali yaşıyorsak bizim için hayırdır ve hikmetlidir. Hikmete tabi olanlar hikmet ehli olurlar. "Senin için Ya Rabbi" zevkiyle hayatı yaşayalım. Huzur, ancak tevhid ile aşk ile sevgi ile Allah’a ve Resûlun’e yönelmek iledir. Güzel ahlâk ve sevgi insanlığın omurgasıdır. Her gününü son gün, her namazını son namaz, her muhabbetini son muhabbet gibi kabul eden kişinin yaşantısı Ehl-i ihvanca olur. Büyük laf etmemeye sahibi olalım. Ehl-i Beyt olmak, hem nesebi hem de mezhebidir. Ehl-i Beyt, Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş halidir. Yaptığımız her şey kulluğumuzu ispat edercesine olmalıdır. Halkı memnun etmek için Hakk'ı incitmeyelim. Kemalat, hissedilen ilk nefesten son nefese kadar sadece Allah ve Resûl’u için say ve gayret etmektir. Tevhid-i Ef-al hakikatin zübdesi, tevhidin nüvesidir. Kullukta edebi olmayanın Hak’ta izzet bulması mümkün olamaz. Hikmetleri seyretmenin tek şartı, tecellilere karşı sabırlı olmaktır. Kişi yaşamış olduğu imtihanları aşabildiği kadar tekâmül etmiş olur. Aslında bize zor gelen tecelliler, bizim için ikramdır. Kulluğun esasında yap denileni yapıp sonucuna da razı olmak vardır. Bütün kâinat, kişinin kendi hakikatine misaldir. Öncelediğimiz Allah ve Resûl’u olmalı. Ertelediğimiz ise nefsimizin arzu ve istekleri olmalıdır.. Dervişi tekâmül ettirecek olan iştiyakı, kendine olan telkini, ve gayretindeki kararlılığıdır. Her günü yaşamak, her günü diğer günden farklı bir alana taşımak için biz bugünün talebesiyiz. Hatasını kabul edip hatasından dönen kul hayırlı kuldur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İhvan ne dünle ne de yarınla zaman kaybedecek sadece anını ve gününü değerlendirecek. İhvanlık, halde örnek olmaktır. Aile yaşantımızla, tecellilere olan tepkilerimizle, kişilerle olan ünsiyetimizle, her halimizle hele hele de ibadete olan düşkünlüğümüzle fark edilmeliyiz. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, Hak katında şerefli olamaz. İbadet etmenin hoşnutluğunu yaşarken bu hoşnutluğu, ibadet etmeyenlere karşı bir üstünlük saymadan fail Allah'tır zevkiyle yaşamalıyız. Kıyas, şeytani sıfatlardandır. Karşımızda gördüğümüz eksikliği önce kendimizde tetkik etmeliyiz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrine mürşitsiz yol bulamaz. Baki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak Hak’ta ölüp Hak’ta dirilmektir. Hayata ders veren değil de hayattan ders alan talip olmalıyız. Anlayan ve öğrenen olmalıyız. Anladığını genişleten, hayatına uyarlayan olmalıyız. Tasavvuf önce şeriat-ı Muhammediye ile hakikat-ı Mahmûdiye ile hikmetler talim edilir. Bir meselenin görevlisi olmak ayrı şeydir, gönüllüsü olmak ayrı şeydir. Ehl-i ihvanla konuşularak halledilmeyecek hiçbir mesele olmamalıdır. Hak dostları bir araya geldikleri zaman bakışmaları bile muhabbettir. İhvanlığın dört ana esası vardır; ihlas, şecaat, cesaret ve cömertliktir. Hayatın tamamında, her adımda, her bir nefeste; bir tuzak, bir imtihan vardır. Gönül, Rahman ile coşarsa; kişi karşılaştığı her türlü tecelliye sabır ve tefekkür ile mukavemet gösterir. İhvan, ne Dünya ne de ahiret beklentisi olmaksızın kulluğunu fi-sebilillah yaşamalıdır. Kur’ân'ı öğrenmeye, okumaya, okutmaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım. İslam, yap denileni yapmak; yapma denilenden uzak durmaktır. Kulluğunu yarına erteleyenin Allah sevgisi yeterli değildir. Tekâmül etmek için sürekli gayret halinde olmalıyız. İnsana olan sevgisizlik Allah’a olan sevgisizliktir. Allah’a vuslat ancak Aşk-ı sübhan ile olur. Hak’ta bâki olabilmek için kayıtsız şartsız teslim olmalıyız. Dilimizde zikrullah ile gönlümüzde her daim muhabbetullah ile inşa olmaya çalışmalıyız. Şeriatın ihlâl olduğu yerde hakikat olmaz. Her türlü tecelliden istifade edecek kadar arif,hiçbir zorluktan yılmayacak kadar da dirayetli olalım. Arif olan baktığı her zerreden, karşılaştığı her tecelliden kendisine istikamet arar. Ehl-i ihvan hatasında ve günahında ısrar etmeyen ve tövbesinde aceleci davranandır. Âşık maşukundan gelen cefalardan haz duymazsa gerçek aşık olamaz. Kendisindeki gayrilikten arınan insan için dışarıda ve içeride gayri olan hiçbir şey kalmaz. Kişinin samimiyeti, sadakati ve sevgisi ona istikamet verir. Bizden istenilen öncelikle safiyet, samimiyet ve sadakattir. Ehl-i ihvan öyle bir kristalize olacak, safiyet kazanacak, kendi benliğinden öyle bir sıyrılıp latifleşecek, şeffaflaşacak, kendine ait bir renk zan düşünce ve duygu kalmayacak ki Allah’ın boyasıyla boyansın yani Resûlullah’ın haliyle hallenmiş olsun. Gayret, kulluğun esasıdır. Biz bildiklerimizle amel edelim. Bilmediklerimiz, bize bildirilecektir. Her Ehl-i ihvan bulunduğu cemiyette fark edilmelidir. Bizim sabrımıza, bize kötülük yapanların şahitlik etmesi lazım. Asli maksadımız, nefsimizi ve Rabbimizi tanımaktır. Gayret etmeyen kişiden kâmil insan olmaz. İhvan, kendi hakikatine seyri sülük ederken hem dünyasını hem de ukbâsını saadete erdirmiş olur. Muhabbetimiz Resûlullah’ın ve Ehl-i Beyt’in muhabbeti, davamız Hak davası olsun. Eğer insan Rahman’ın aynası olacaksa yansıtıcılığının çok net,arı ve duru olması lazımdır. Eğer bir olumsuzlukla, zorlukla karşılaşıyorsak, bu bizim olumsuzluluğumuzdandır. Arz ve semada her ne olursa insan ile ilişkilidir. Sözümüzün ilk müşterisi kendi kulağımız olmalıdır. İslâm şahitlik ile başlar, şuhut ile yaşanır. Ve yine şahitlik ile kemal bulur. Hangi başarı vardır ki uğraşsız gayretsiz ve gönülsüz zuhura gelsin. Aşığın ölümü Hakk’ta vuslat, sonsuzluğa uyanmak ve sonsuzluğu yaşamak olur. Artık etrafımızla ve kendimizle olan kavgamızı bitirip, sevgiyle nefes almanın gayretinde olmalıyız. Kişinin kararlılığı tecellilere gösterdiği mukavemeti kadardır. Aşık hep maşukundan söz etsinler, hep ondan konuşsunlar ister; zaten gayrı şeyler aşığı rahatsız eder. Kişi mutmain olmadıkça kulluğunda, dostluğunda hep hüsrandadır. Cemal aşıkları için gayri olan her şey haramdır. Zikrin esası namazdır, muhabbetullahdır. İhvan, hayatın tamamında Rahman’ın iradesi altında yaşamaya dikkat ve özen göstermelidir. Her şeye rağmen seveceğiz Her şeye rağmen hizmette gayretli olacağız Kulluk, içinde Rabbi'nden başkasını bulundurmayan, gayrilerden boşalmış hiçlik makamıdır. Hayatın ve kulluğun emanetçisi olduğumuzu, bu emaneti taşımamız ve ehline teslim etmemiz gerektiğini hatırdan çıkartmamalıyız. Hayatı hep Hakkça yaşamanın gayretinde olmalıyız. Hayat, bizi kullukta belirli bir kıvama taşımak içindir. Kendine gafil olan, Allah’a arif olamaz. Her varlık Hakk'tandır ve Hak ile kaimdir. Bütün masivalardan arınmak, “ölmezden önce ölmek” Hak’ta ebed olmak; olağanüstü bir azim ve gayret ister. Kişinin kararlılığı, cesareti, azmi ve sevgisi bir arada tekmil olursa; kişinin önünde aşamayacağı engel ve mâni olmaz. Talibin âli ve en yüce değerlere ulaşabilmesi, Allah ve Resûlu’ne olan muhabbeti, sevgisi ile orantılıdır. Hedefimiz ve gayemiz, bugün tevhid noktasında Allah’ı Resulullah’ı ve Ehl-i Beyt’i dünden daha farklı idrak etmek ve yaşamaktır. Tevhid adına bize yapılan teklifatın tamamını yaşamak, bizi kendimize döndürmek ve kendi hakikatimizle tanıştırmak içindir. Tevhid meratiplerindeki yaşam talimlerinin tamamı, bizi kendi ruh derinliğimizdeki iç potansiyelimizden istifade ettirmek adınadır. İhvanın bilip, yapmak isteyip de yapamamasının sebebi kendisinde yetersiz olan kararlılığı, gayreti ve talebidir. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, mükerrem ve münevver olamaz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrinde mürşitsiz yol kat edemez. Kulluk adına yaşanılacak ne kadar âli değerler varsa, bunların tamamı ancak mürşid-i kâmilin nezaretinde ve refakatinde yaşanılabilir. Bâki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak, Hakk’ta ölüp Hakk’ta dirilmektir. Yaşadığımız ne tür olumsuzluk olursa olsun, bizim hedefimize olan iştiyâkımızı arttırmalıdır. Her türlü olumluluk ve olumsuzluktan istifade eden olalım. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. İhvan, kendisini yargılayan, kendisini öz eleştiriye açık tutan ve kendini kemâle taşıyan olmalıdır. İhvan, ancak telkin edilen hikmetli sözleri, hadisleri ve ayetleri yaşantısına uyarlayarak gayretinde istikamet bulabilir. Kim hidayeti dilerse hidayete ulaşacak; kim hidayete ulaşmak istemezse Rahmân da ona hidayet etmeyecek. İnancı olmayanın istikameti olmaz. İnsan-ı asli Allah’ın aynasıdır. Nurun olduğu yerde zulüm, dinin olduğu yerde kin, sevginin olduğu yerde nefret olmaz. Ehl-i ihvan demek arif olan gerçeklere eren demektir. Herkes tercihinden yönelişinden meyil ve rızasından sorumludur. Nimete ulaşmak için mutlaka hizmete talip olmalıyız. İhvan düşünmekle, keşfetmekle ve gayret ile kemâlat bulur. “Rabbim” diyen için zaten zorluk yoktur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İslam, aslen teslim olmak ve selamet bulmaktır. NAMAZ VAKİTLERİ
Rüyada Cenaze Namazı Kılmak TabiriRüyada cenaze namazı kılmak, rüya sahibinin tövbelerinin kabul olmasına ve dileklerinin gerçekleşmesine işaret eder. Kişinin hidayete ermesine, hayatta zorluk çektiği her konuda kolaylık yaşamasına, çektiği çilenin bitmesine, döktüğü gözyaşının kurumasına delalet eder. Sağlık sorunlarının düzelmesi, borçların kapanması, ayrılıkların son bulması anlamına gelirken bir taraftan da rüya sahibinin hayatında aşkın, sevginin, barışın ve umudun hâkim olmasına bu sayede de kişinin her yeni güne güzel duygularla uyanmasına tabir Namaz KılmakRüyasında namaz kıldığını gören kişinin dine olan bağlılığı ve inancı artar. Kişi, hak yolunda işlediği günahların af olması için tövbekâr olur ve yanlış yoldan dönerek Allah’ın emirlerini bir daha terk etmemek üzere doğru yola Cuma Namazı KılmakRüyada Cuma namazı kılmak, namaz rüyaları arasında en makbul ve en hayırlı olanıdır. Rüya sahibinin hayatta her istediğine sahip olması ve ömrünün keyif içinde geçmesi anlamına gelir. Bu rüya, kişinin hiçbir önemli hastalığı olmayacağına, yaşlılığında bile rahat bir ömür süreceğine, kazancının da hiç eksilmeyeceğine tabir Farz Namazı KılmakBüyük bir insan olmaya ve herkese fayda sağlamaya işaret eder. Rüya sahibi, toplumda büyük bir nişanenin sahibi olacak, sözü herkes tarafından dinlenecek ve adı her yerde işe yarayacak bu sayede de çevresindeki pek çok kişiye hayrı dokunacak Öğle Namazı KılmakRüya sahibinin büyük umutlarla atıldığı işlerinden hayır bulup kazanç elde etmesine ve dualarının kabul olmasına işaret eder. Kişi, işinin yolunda gitmesi nedeni ile sadaka vermeye niyetlenecek ve düşkün bir kişiye yardım için gönlünden koptuğu kadarıyla sadaka Yatsı Namazı KılmakDünya evine girmeye ve bu yolda tatlı telaşlar ve tatlı sıkıntılar yaşamaya tabir edilir.
Rüyada Cenaze Namazı Kılmak ne anlama gelir? Rüyada Cenaze Namazı Kılmak ne demek?, Rüya alemi bölümümüzde Rüyada Cenaze Namazı Kılmak ne anlama gelir? Rüyada Cenaze Namazı Kılmak ne demek? ile alakalı paylaşımda bulunduk. Rüyada Cenaze Namazı Kılmak ne anlama gelir? Rüyada Cenaze Namazı Kılmak ne demek? ayrıntılı bir biçimde yazımızda.. Rüyada Cenaze Namazı Kılmak ne anlama geliyor? Cenaze Namazı Kılmak rüya tabiri ve anlamı nedir? Rüyada Cenaze Namazı Kılmak İhya ve Diyanet tabiri nasıldır? İşte rüyada Cenaze Namazı Kılmak yorumları ve Cenaze Namazı Kılmak ile alakalı bütün rüya tabirleri… TARİH 19 Eylül 2021 1435RÜYA TABİRLERİ PAYLAŞ Rüyada Namaz Kılmak Rüyada Cuma Namazı Kılmak Rüyada Farz Namazı Kılmak Rüyada Öğle Namazı Kılmak Rüyada Yatsı Namazı Kılmak Rüyada cenaze namazı kılmak, rrüyayı gören birinin tövbelerinin kabul olmasına ve dileklerinin gerçekleşmesine tasvir eder. Kişinin hidayete ermesine, hayatta zorluk çektiği her hususta kolaylık yaşamasına, çektiği çilenin bitmesine, döktüğü gözyaşının kurumasına delalet eder. Sağlık problemlerinin düzelmesi, borçların kapanması, ayrılıkların son bulması manasına gelmektedirken bir taraftan da rrüyayı gören birinin yaşamında aşkın, sevginin, barışın ve umudun hâkim olmasına bu sayede de birinin her yeni güne güzel duygularla uyanmasına tabir edilir. Rüyada Namaz Kılmak Rüyasında namaz kıldığını gören birinin dine olan bağlılığı ve inancı artar. Kişi, hak yolunda işlediği günahların af olması için tövbekâr olur ve yanlış yoldan dönerek Allah’ın emirlerini bir daha terk etmemek üzere doğru yola döner. Rüyada Cuma Namazı Kılmak Rüyada Cuma namazı kılmak, namaz rüyaları içinde en makbul ve en hayırlı olanıdır. Rrüyayı gören birinin hayatta her istediğine sahip olması ve ömrünün keyif içinde geçmesi manasına gelmektedir. Bu rüya, birinin hiçbir önemli hastalığı olmayacağına, yaşlılığında bile sorunsuz bir ömür süreceğine, kazancının da hiç eksilmeyeceğine tabir edilir. Rüyada Farz Namazı Kılmak Büyük bir insan olmaya ve herkese fayda sağlamaya tasvir eder. Rüya sahibi, toplumda büyük bir nişanenin sahibi olacak, sözü herkes aracılığıyla dinlenecek ve adı her yerde işe yarayacak bu sayede de etrafındaki birden fazla insana hayrı dokunacak demektir. Rüyada Öğle Namazı Kılmak Rrüyayı gören birinin büyük umutlarla atıldığı işlerinden hayır bulup kazanç elde etmesine ve dualarının kabul olmasına tasvir eder. Kişi, işinin yolunda gitmesi nedeni ile sadaka vermeye niyetlenecek ve düşkün bir insana yardım için gönlünden koptuğu kadarıyla sadaka verecektir. Rüyada Yatsı Namazı Kılmak Dünya evine girmeye ve bu yolda tatlı telaşlar ve tatlı sıkıntılar yaşamaya tabir edilir. Cenaze Namazı Kılmak İle İlgili Rüyalar Siz rüyanızda ne gördünüz? Görmüş olduğunuz rüyayı bizimle ve okurlarımızla paylaşın!
rüyada şehit cenaze namazı kılmak