Ayteninden öpüyorum seni sevgilim. Sallanıp duruyoruz. Bazen çok yoruluyorum sevgilim, gerçekten yorulmak sen hariç her şeyden ama seni düşündükçe sana sarıldıkça seni kokladıkça gözlerine baktıkça hepisi geçiyor. Tenini özledim kokunu özledim ama özlemek de aşka ait sevgilim. O sensin işte sevgilim. SaintVincent and the Grenadines. Saint-Barthélemy. Samoa Ankara'da yazın yapacak pek bir şey olmadığından AVM'nin bu teras konserleri keyifli oluyor. "Cover Rangers" grubunu daha önceden bilmiyorduk; bilindik şarkıları jazz sound'uyla yeniden söylüyen Ankaralı bir grup. Sahnenin hemen kenarındaki Harvey Nichols Lounge'a oturup bir şeyler içerek dinlemek istedik bu kez. Dünyada tek değilsin, ben de SENim Hazreti Solum..Her mektupta dediğim üzere, Bir ay kalacak sana rekabet edebilecek güç'te ; 1 ay kalacak elbet bir gün tutulmana.Bir gün gelecek sadece 1 ay kalmış olacak yokluğunun ayazında çatlayan dudaklarımın kadife tenli kirpiklerine değmesineDiyor ki o nakaratı devamında ;“Omzum da Kartsensin, postal sana girsin. / Can Yücel Okuduğunuz Can Yücel alıntısında hata olduğunu düşünüyorsanız, çekinmeden bizimle irtiabata geçiniz. Başka bir şehir efsanesi de bir televizyon programında “Nazım Hikmet bir kartpostal şairidir” diyen Duygu Asena’ya, Can Yücel’in verdiği şu cevaptır: “Kart sensin, postal da Rb9e. Sözün Can Yücel'e ait olduğu rivayet edilir. Söylentiye göre bir programda Duygu Asena, Nazım Hikmet'e "kartpostal şairi" demiş, bunun üzerine Can Yücel de telefonla programa katılmış ve "kart sensin postal da sana girsin" demiş. Böyle bir çıkış delidolu, küfrü esirgemeyen Can Baba’ya aykırı düşmüyor. Böyle bir olayın yaşandığına gözüyle tanık olduğunu söyleyenler bile var. İnternet artık en önemli bilgi kaynağımız ama yanlışın yayılmasının da bir numaralı kaynağı. Edindiğimiz verilerin sağlamasını mutlaka yapmamız gerekiyor. Yoksa zor durumlara düşmek işten bile değil. Buna özen göstermeyen köşe yazarlarının nasıl rezil olduğuna da tanık oluyoruz. Üstelik yaratılan gaf da internet sayesinde ışık hızında yayılıyor. Örnek; Nazlı Ilıcak, Mevlana’ya ait diye Can Dündar’ın yazdıklarını köşesine taşımıştı. Duygu Asena 2004 yılı ortalarında Vatan’da “Kart ve Postal Hikayesi”ni doğru olmadığını açıkladı. Yazısında "...1950 sonrası yazdıkları, Saman Şarısı hariç kartpostal şiirleridir..." sözünü alıntılayarak, bu lafın Ece Ayhan’a ait olduğunu belirtmişti. Asena şöyle devam edip, kendi tezini ortaya koyuyor “Herhalde Ece Ayhan'ı kadın zanneden bir salak’ bir süre sonra onu benimle karıştırdı ve Ece oldu Duygu... Postal girsin’ bölümü de o salağın yaratıcılığı işte.” Söylentinin evrimi daha karmaşıktır ve nihayetinde gerçek kadar gerçeğe dönüşebilir. Şiirin izini sürerek söylentinin kaynağını arıyoruz, karşımıza Küçük İskender çıkıyor. Bakalım o ne diyor can yücel'in kitabı seke seke "seke seke ben geldim, sike sike ben gidiyorum” diye biten bir şiirle açılıyor kitap, sansürsüz! bu mısraların altyapısı, taşıdığı derin mana manada yer kaplamak poetik birikim karşısında kitabı elinizden düşürmemeniz mümkün değil! hele benimle ilgili bir şiir var ki yalnızca alıntılıyorum "küçük iskender kuşumla fazla oynama sen! seni becereceğime, ayol büyük iskender’i beceririm hem sana şunu da söyleyeyim nazım için “gurbette yazdığı şiirler kartpostal şiiri” diyen ece'nin kendisi kart bir postal…." "ve ben küçük iskender, diyorum ki kötü bir şairden daha üzücüsü, iyi ama bunak bir şair olmaktır!” Bilgi kaynağımız yine internet olduğundan, bilgilerin güvenilirliğinden kuşkulanabilirsiniz. Durumdan şikayetçi olmayın, doğrularımızın ancak geçici doğrular olabileceğini kabul edin. Yoksa senede birkaç Mars Ay kadar büyük görünecektir, yüzlerce söz, sahiplerinden habersiz söylenecektir.

kart sensin postal da sana girsin