Karagözve Hacivat Orhan Gazi devrinde yaşamış cami yapımında çalışan iki ameledir. Karagöz ve Hacivat kendileri çalışmadığı gibi diğer işçilerin de çalışmasını engeller. Orhan Gazi`nin, cami vaktinde bitmezse kelleni alırım dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat`ı bahane eder. Bunun Bu oyun Orta Asya, İran’dan ve Hindistan’dan batıya göç eden çingeneler kanalıyla Anadolu’ya taşınmıştır. Başka bir rivayete göre Karagöz ve Hacivat oyunu Bizans veya Yunan kökenlidir. Ancak Yavuz Sultan Selim döneminde gelir kaynağı olan İbni İlyas, bu oyunun XVI. yüzyılda Mısır kaynaklı olduğunu ortaya koymuştur. Hacivatve Karagöz Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan , 2 boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur . Karagöz oynatıcısına kurgusal , hayalbaz denir . Yardımcıları çırak , yardak , dayrezen , sandıkkar’dır . Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır . Bu 2 karakterin sahiden yaşayıp yaşamadığı Gölge oyunlarının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı hakkında kesin bilgi olmamakla birlikte Asya (Java, Endonezya, Çin) kökenli olduğu bilinmektedir. Gölge oyunu nun Türk kültüründe ne zaman ortaya çıktığı, Karagöz ve Hacıvat olarak ne zaman biçimlendiği ise bir muamma olma özelliğini korumaktadır. Her ne kadar bu Oyun önce mukaddime ile başlar, Hacivat semai okuyarak gelir. Karagöz ile aralarında kısa bir konuşma geçer ve ikisi dövüşmeye başlarlar. Muhavere kısmında Karagöz ile Hacivat arasında istenildiği kadar uzatılabilecek bir konuşma geçer. Bu konuşmaya istenirse “ara muhaveresi” de eklenir ve konuşma daha da uzatılabilir. Karagöz Müzesi; Unesco Somut olmayan Dünya Miras listesine alınmış bir kültür değerimiz, üç katlı küçük şirin bir müze. En alt katta Karagöz ve Hacivat ı setretmek için tiyatro salonu var. Zamanını yakalayabilirseniz çocuklar için düzenlenen oyunu seyredebilirsiniz. CBHRP. Karagöz ve Hacivat Karagöz ve Hacivat Hakkında Bilgi Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkka'dır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır. Bu iki karekterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır. Rivayete göre Hacivat ve Karagöz, Orhan Gazi devrinde yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ı şikayet eder. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Hacivat ve Karagöz tanınır. Hacivat'ın asıl adının Hacı İvaz ve ya Haci Cevat olduğu söylenir. Hacivat karakteri düzeni temsil eder. Nabza göre şerbet verir. Kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar. Eğitimli olmasından dolayı Osmanlica konuşmayı sever. Hemen herkesi tanır, onların işlerine aracılık eder. Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz'ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar. Rol icabı değişik kıyafetler içinde Keçi Hacivat, Çıplak Hacivat, Kadın Hacivat, Kahya Hacivat gibi farklı tasvirleri vardır. Karagöz ise oyunun hiç şüphesiz başrol oyuncusudur. Okumamış bir halk adamıdır ve düz Türkçe konuşur. Hacivat'ın kullandığı Osmanlıca kelimeleri anlamaz ve onlara yanlış anlamlar yükler. Mesela Salıncak adlı oyununda durmadan kendisine vuran Karagöz'e, Hacivat neden bütün sorduğu sorulara kendi sorularına benzeyen cevaplar verdiğini sorar. Devamında ise, Hacivat'ın Vurmanızdan aksâ-yı murâd? sorusuna, Aksaray'da murtad babandır. diye cevap verir. Her işe burnunu sokar,her işe karışır, sokakta olmadığı zaman da evinin penceresinden uzanarak, ya da içerden seslenerek işe karışır. Dobra, zaman zaman patavatsız yapısından dolayı ikide bir zor durumlarda kalırsa da bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsiz, geçim derdindedir. Hacivat'ın bulduğu işlere girip çalışır. Başında ışkırlak adı verilen oynak bir şapka vardır. Karagöz ve Hacivat Oyunundaki Bazı Tipler Tuzsuz Deli Bekir Tuzsuz Deli Bekir'in bir elinde içki şişesi, bir elinde tabanca ya da kama vardır. Mahallenin kabadayısıdır, belalı bir adamdır. Olayların karmaşıklaştığı anda gelip kaba kuvvetle olayı çözer. Beberuhi Altıkulaç Beberuhi ya da pişbop lakabıyla anılır. Yaşı büyük aklı küçük, cüce bir tiptir. Himmet Kastamonulu Himmet olarak da geçer. Sırtında baltasıyla kaba saba bir tiptir. Karagöz oyunlarının en iri tasviridir. Yaklaşık 50 cm boyundadır. Zenne Karagöz oyunundaki bütün kadınlara genel olarak zenne denir. Oyunlarda genellikle genç zenneler gönül işleriyle ilgilidir, yaşlı olanlar ise dırdırcı ve kocalarını usandıran tiplerdir Acem Halıcılıkla uğraşan zengin İranlı tipleme. İran'dan ya da Azerbaycan'dan gelmiştir. Eğlenmekten ve kendisine dalkavukluk yapılmasından hoşlanır. Bol bol para dağıtır. Çelebi Çelebi genellikle kadınların aklını çelen yakışıklı, kibar, genç erkek tiplemedir. İstanbul ağzı ile kusursuz bir Türkçe konuşur. Bazı oyunlarda zengin bir bey, bazı oyunlarda bir mirasyedi, bazı oyunlarda ise zevk düşkünü bir çapkındır. Tekniği Oyun 100×180′lik bir bez perde üzerine oyuna göre boyut değişebilir aksettirilen tasvirlerin gölgelerinin konuşturulmasıdır. Kenarları çiçekli bez perde patiskadandır. Asıl perdeye ayna denir. Perde arkasındaki peş tahtası üzerindeki şem'a ile bu gölgelendirme sağlanır. Tasvirler manda, dana, deve derisinden yapılır. Deri saydamdır, nevrekan'la kesilip kök boyasıyla boyanır. Hareketli yerleri kirişle tutturulur, değnek delikleri açılır. 30-40 cm olan tasvirleri oynatmak için 60 cm lik değnekler kullanılır Karagöz ve Hacivat Arasındaki Bazı Farklar Karagöz doğuludur, Hacivat batılı. Karagöz dürüsttür, Hacivat sinsi. Karagöz doğrucudur, Hacivat yalancı. Karagöz cesurdur, Hacivat korkak. Karagöz kabadır, Hacivat nazik. Karagöz eğitimsizdir, Hacivat entelektüel. Karagöz sinirlidir, Hacivat sakin. Karagöz eylemcidir, Hacivat teorisyen. Karagöz mutludur, Hacivat mutsuz. Karagöz kavgacıdır, Hacivat uyumlu. Karagöz öz Türkçe konuşur, Hacivat yabancı sözcükler kullanır. Karagöz evlidir, Hacivat bekâr. Karagöz küfür eder, Hacivat etmez. Karagöz hiç dinlemez, Hacivat hiç susmaz. Örnek KARAGÖZ İLE HACİVAT TUZSUZ DELİ BEKİR Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşırlar. Ramazan ayının birinci günüdür. Hacivat sorar " Ramazan-ı şerifler hayrolsun Karagözüm. " Karagöz " Sen ne diyorsun Hacivat? Ramazanla şerif neden kaybolsun? " Hacivat " Ramazan-ı şerifler hayrolsun. Hayırlı ramazanlar. " Derdi dağlardan büyük olan Karagöz Hacivat'ın ne dediğini yine anlayamaz " Ramazanların hıyar tarlası mı? Ne bileyim nerdedir? " Hacivat " Yani oruç ayına girdik Karagözüm. " Karagöz " Hı. " Hacivat " Oruçlu musun Karagözüm? Gece sahura kalktın mı? " Karagöz " Gece sabaha kadar uyuyamadım. Bir aralık dalmışım. Kötü bir rüya gördüm. Adamın biri, beni kesiyordu. " Hacivat " Hayrolsun diyecektim. Ama böyle rüyanın hayrı olmaz ki. " Karagöz " Hayri'yi rüyanda mı gördün? " Karagözün hey heylerde olduğunu anlayan Hacivat hey heylere hay hay der geçer. Hacivat " Karagözüm, rüyanda seni kim kesiyordu? " Karagöz " Adamın biri. " Hacivat " De hadi Karagözüm. Ağzımdan laf çikmaz bilirsin. " Karagöz " Şu Tuzsuz Deli Bekir. Rüyama kadar girdi. " Hacivat " Ne demek rüyama kadar girdi? Gerçek hayatta da mı keskinleri oynadı? " Karagöz anlatmaya başlar " Yazın bir ara işsizdim. Tuzsuzdan borç almıştım, ödeyemedim. İkidir gelir kapıyı tekmeler, açmadım diye kızar bağırır. Yolda önüme çıktı, kaçtım, kurtuldum. " Hacivat " Eee sonra ne oldu? " Karagöz " Dün çıkmaz sokakta kıstırdı beni. Hani para dedi. Bıçağını çıkardı, ileri geri salladı. Bir böbrekten, bir ciğerden dedi. " Hacivat " Elinden nasıl kurtuldun? " Karagöz " Yarın söz dedim. Paranı vermezsem bildiğin gibi yap dedim. " Hacivat " O ne dedi? " Karagöz " Parça mı olsun, kuşbaşı mı dedi. " Hacivat " Karagözüm, senin borcun ne kadardı? " diye sorar. Karagöz borcunu söyler. Hacivat, Karagöz'ün borcunu son kuruşuna kadar eline sayar. Karagöz buna çok sevinir. Daha sonra evinin yolunu tutar. Tahmini doğrudur. Tuzsuz Deli Bekir, elinde bıçağı, kapının önünde bağırıp çağırmaktadır. Karagöz, Bekir Efendi deyip paraları gösterince Tuzsuz bıçaklı elini arkasına saklar " Vay Karagöz, borcunu getirdin galiba. " Karagöz " Evet, borcum, al say, hepsi tamamdır. " Tuzsuz parayı sayar " Evet, tamam, der, borç morç kalmadı. " Karagöz " Bir daha senden borç almam. Bu son olsun. " Tuzsuz " Vay köfte vay, bir de haklı çıkarsın ha. Ben de sana borç verirsem elim bıçak tutamasın. " der ve bıçağını çıkarır. Karagöz eve kaçar. Kapıyı sürgüler. Kapının önünde nara atan, tehditler savuran Tuzsuz Deli Bekir daha sonra evin önünden uzaklaşır. Böylelikle Karagöz kurtulur. Serdar Yıldırım DİĞER KARAGÖZ VE HACİVAT OYUNLARINI OKUYUN >>> karagöz ve hacivat ders notu konu özeti çalışma notları özetler ders anlatım eğitim öğretim kaynakları karagöz ve hacivat hakkında bilgi karagöz ve hacivat oyunundaki bazı tipler karagöz ve hacivat arasındaki bazı farklar Karagöz ve Hacivat’ın Özellikleri Nelerdir, Karagöz ve Hacivat Özellikleri Hakkında Bilgi Kısaca Asıl adının Hacı İvaz olduğu rivayet edilen Hacivat dünya düzenini simgeler ve herkesin kişiliğine göre davranan biridir. Kendi menfaatlerini korur ve perdeye gelen herkesin işlerini kolaylaştıracak şeyler yapmıştır. Kurnazlıklar yapar ve Karagöz’ün sırtından geçinmek için elinden geleni yapar. Azcık okumuşluğu olduğu için sık sık yabancı sözcükler kullanır ve böyle konuşmayı sever. Perdedeki haliyle Keçi Hacivat, Çıplak Hacivat, Kahya Hacivat, Kadın Hacivat gibi şekillerde gösterilmiştir. Bu oyunun başrolü olan Karagöz okumamış, cahil bir adamdır. Hacivat’ın kullanmayı sevdiği yabancı kelimeleri anlamaz, anlasa bile Hacivat ile dalga geçmeyi sevdiği için anladığını belli etmeyen, Hacivat’ın sözlerine farklı anlamlar yükleyen bir rol üstlenir. Her aklına geleni söylemesi ve açık sözlülüğü nedeniyle başı beladan kurtulmayan Karagöz her işe burnunu sokar, sokağa laf atar, her şeye karışır. Genelde geçim ile ilgili bir sıkıntı halindedir ve Hacivat’ın ona verdiği işlerde çalışır. Başındaki şapkasının adı ise ışkırlaktır. BİLGİ DAĞARCIĞI İki arkadaş beraber yürüyorlar. HACİVAT - Karagöz'üm yüzyıllardır herkesi güldürürsün ama senin yüzünün güldüğünü ben pek kolay kolay göremiyorum. KARAGÖZ - Köftehor, benim gibi bir gün iş bulur, üç gün işsiz kalırsan sen de gülmezsin! HACİVAT - Canım hemen kızma! Bakıyorum bugün gözlerinin içi gülüyor da onun için söyledim. KARAGÖZ - Hay hay, gözlerimin içi gülüyor, burnumun dışı göbek atıyor, kulaklarımın kenarı yerlere yatıyor. HACİVAT - Hah hah hah!... Yine yanlış anladın, yani bugün pek neşelisin! KARAGÖZ - Öyle söylesene! HACİVAT - Pekalâ, böyle neşeli olmanın sebebi ne acaba? KARAGÖZ - Hiç sorma Hacı Cavcav, meğer bilgili olmak ne güzel şeymiş!... HACİVAT - Haklısın Karagöz'üm ama bunun neşeli olmakla ne ilgisi var? KARAGÖZ - Olmaz olur mu? Kaç gündür oğlum bana ilkokul ders kitaplarını okuyor. HACİVAT - Şimdi anladım... Çok güzel ama kendin neden okumaya başlamadın? KARAGÖZ - Köftehor bir yanda da okuma-yazma çalışıyorum. Sonra tekrar kendim okuyacağım. HACİVAT - Desene bilgi dağarcığını dolduruyorsun! KARAGÖZ - Bilgi kabarcığımı dolduruyorum. HACİVAT - Efendim kabarcık doldurmak falan değil, yani bilgin artıyor. KARAGÖZ - Hay hay, hem de neler neler öğreniyorum. Hele dünyanın döndüğünü hiç bilmiyordum da hemen belime bir ip hazırladım. HACİVAT - Allah Allah belindeki ip ne olacak? KARAGÖZ - Dünya olmadık zamanda hızlı dönmeye başlarsa, beni birden bulutlara fırlatmasın diye kendimi hemen belimden bir yere bağlayacağım. HACİVAT - Karagöz'üm, anlaşılan senin bilgin de artsa saçmalamaktan vazgeçmeyeceksin! KARAGÖZ - Asıl sen saçmalama da, kendine sağlam bir ip bulup beline sar! HACİVAT - Sen şimdi ipi bırak da soracaklarıma cevap ver. Bakalım neler öğrenmişsin? KARAGÖZ - Sor da hemen vızır vızır cevabını al! HACİVAT - Aferin!.. Önce matematik... KARAGÖZ - Mavi patik öğrenmedim. HACİVAT - Değil efendim, yani hesap, kitap... Meselâ iki iki daha ne eder? KARAGÖZ - Bunu bildim Hacı Cavcav, iki tane iki eder. HACİVAT - Allah iyiliğini versin, ne bilmesi... KARAGÖZ - Pataklarım ha, sen de zor şeyler sor! HACİVAT - Sivrisinek deyince aklımıza ne gelir? KARAGÖZ - Ne gelecek, benim aklıma şişko sinek gelir. HACİVAT - Senin aklına gelir. KARAGÖZ - Bekleme, başka şeyler de sor! HACİVAT - Pekâla, çok kolay bir soru... KARAGÖZ - Kolay sorma pataklarım, en zorunuda sor! HACİVAT - Pekâla, çok kolay bir soru... KARAGÖZ - Kolay sorma pataklarım, en zorundan sor!... HACİVAT - Hele sen dinle!... Bir gün kaç saattir? KARAGÖZ - Köftehor, bizim duvar saati kaç aydır bozuk... Ne bileyim bir gün kaç saat... HACİVAT - Karagöz'üm şimdi soracağımı bilmek için okula bile gitmeye gerek yok... İyi düşün!... KARAGÖZ - Düşündüm, çabuk sor Hacı Cavcav! HACİVAT - Efendim, şu bildiğimiz su kaç şekilde bulunur. KARAGÖZ - Bunu bilmeyecek ne var? HACİVAT - Âferin Karagöz'üm, söyle bakalım? KARAGÖZ - Bardakta, sürahide, banyo kazanında... HACİVAT - Allah iyiliğini versin! Su akıcı olarak, buhar ve donmuş olarak üç şekilde bulunur. KARAGÖZ - Düşündükten sonra onları da söyleyecektim. HACİVAT - Ağzımda kaç diş bulunur? KARAGÖZ - Adamına göre değişir Hacı Cavcav! Kiminde otuz tane olur. Kiminde üç tane... Bazılarında da takma diş olur. HACİVAT -Sinirim bozulmadan ben gideyim. Giderler ZiyaretçiZiyaretçi 9 Kasım 2008 Mesaj 1 Karagöz ve Hacivatın hayatı EN İYİ CEVABI Baturalp verdi Karagöz ve Hacıvat Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan , 2 boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur . Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayalbaz denir . Yardımcıları; çırak , yardak , dayrezen , sandıkkar'dır . Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle gerçekleştirilir. Hacivat ve Karagöz'ün sahiden yaşayıp yaşamadığı , yaşadıysa nerede ne ile içinde bulunduğu kesin olarak bilinmemektedir . Anlatılanlar rivayete dayanır, zira sahiden yaşamış olsalar dahi genellikle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek civarında mühim bulunmamışlardır. Halkbilimciler Karagöz'ün bir takım oyunlarda Çingene olduğunu kendisinin ağzıyla itiraf etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi'nin tanıklığına dayanarak Bizans imparatoru Konstantin'in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri >>>> Karagöz ve Hacıvat Son düzenleyen Baturalp; 1 Kasım 2016 1512 fadedliverZiyaretçi 15 Aralık 2008 Mesaj 2 Karagöz ve Hacivat Bir ışık kaynağından yararlanarak iki ya da üç boyutlu herhangi bir nesnenin gölgesinin ya da izdüşümünün herhangi yere düşürülmesine gölge oyunu denir. Her ne kadar Türk kültüründe iki boyutlu tasvirlerden yararlanılarak yarı şeffaf bir perde gerisinde oynatılan Karagöz'ü gölge oyunu olarak biliyorsak da aslında perdede gördüğümüz tasvirlerin gölgeleri değil kendileridir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı gölge oyunu çeşitleri de vardır. Uzakdoğu gölge oyunlarının bir kısmında kuklalar bizde olduğu gibi perde gerisinde oynatılırken bazıları da perde önünde oynatılır. Gölge oyunu tekniği Asya kökenlidir, bir görüşe göre Cava'dan, bir başka görüşe göre Hindistan'dan bir diğerine göre de Çin'den çıkmıştır. Zaman içinde Asya'dan dünyanın değişik bölgelerine yayılmış ve dünyanın her tarafında oynatılır olmuştur. Gölge oyunlarının Asya'dan dünyanın diğer bölgelerine yayılmasında Türk göçlerinin çok büyük etkisi olmuştur. Türk göçlerine paralel olarak önce Orta Doğu'ya , ardından Afrika'ya ve Balkanlar üzerinden ve Avrupa'ya dek yayılmıştır. Gölge oyunu tekniği, her toplumun kültürel yapısına göre farklı şekillerde uyarlanarak çok değişik uygulama alanları bulabilmiştir. Burada temel olan "Tekniktir". Her toplum kendi folklorik özelliklerine, dünya görüşüne, dini yapısına, toplumsal ve ekonomik yapısına ve teknolojik seviyesine uygun olarak farklı gölge oyunu çeşitleri geliştirmişlerdir. Örneğin Güneydoğu Asya'da gölge oyunu daha çok dini ya da tarihi kahramanlık destanları vs. konularda kullanılıyor, Türk toplumunda ise Karagöz Hacıvat olarak biçimlenen gölge oyunu zaman zaman dini, bazen hiciv taşlama, bazen de komedi unsuru olarak kullanılmıştır. Toplumların yaşamlarında din her zaman en belirleyici unsur olmuştur, bu yüzden gölge oyunu da daha çok dini anlatımlar için kullanılmıştır. Karagöz'den örnek verelim; Karagöz sahnesindeki beyaz perde dünyadır, tasvirler kuklalar insanlardır, arkadan vuran ışık ise ruhtur. Işık kapanınca ruh gider, perdedeki kuklalar yani dünyadaki insanlar görünmez aleme göçerler. Ömer Hayyam'ın bir rubaisi de benzer bir örnektir; Biz gerçekten bir Kuklacı felek usta, kuklalar da bizOyuna çıkıyoruz birer ikişerBittimi oyun, sandıktayız hepimiz. Son düzenleyen Baturalp; 1 Kasım 2016 1540 fadedliverZiyaretçi 18 Nisan 2010 Mesaj 3 Hacıvat Hacı İvaz, Hacı Ayvaz veya Bursalı Hacı Ivaz adları ile de anılır. Medrese eğitimi görmüş, Arapça ve Farsça kelimelerle, tamlamalarla konuşan, her konuda bilgi sahibi olan biridir. Karagöz’le sürekli bir didişme içindedir. Ders verir tavrı, bilgiçliğe döner. Bazen bu çok bilmiş tavırları başlarını derde sokar. Yine de çeşitli badireler onun sayesinde atlatılır. Kıyafetine yeşil renk hâkimdir. Karagöz gibi değişik tasvirleri vardır. Kadın Hacıvat, Keçi Hacıvat, Çıplak Hacıvat, Kâhya Hacıvat, Sandalcı Hacıvat. Aynı şekilde oyun içinde kıyafeti değisse bile oyun sonunda klasik yeşilin hakim olduğu kıyafeti ile görünür. Karagöz Oyuna adını veren esas tiptir. Tahsil görmemiş bir halk adamıdır, sokak dili ile konuşur. Hacıvat’la birlikte oyunun iki temel kişisinden biridir. Cahil cesareti diyebileceğimiz bir cesarete ve gözüpekliğe sahiptir. Bu yüzden tekin olmayan kişilerle başı sık sık derde girer. Sürekli Hacıvat’ın yardımını görür. Okumamış ama zeki ve hazırcevaptır. Öğrenim görmüş kimselerin yabancı sözcük ve dil kuralları ile alay eder. Devamlı olarak anladıklarını anlamaz görünür, kelimelere ters anlamlar yükler. Böylece toplum içindeki iki ayrı zümrenin dillerinin çatışması ortaya serilir. Hacıvat’la söylediklerini yanlış anlıyormuş gibi eğlenir. Sözlerine farklı ifadeler yükler. Genelde işsizdir, boş gezer. Hacıvat’ın bulduğu işlerde çalışır. Yerinde duramayan, herşeye burnunu sokan meraklı bir tiptir. Bunun sonucu başı dertten kurtulmaz. Herşeye burnunu sokan Karagöz sokağa inmediği zaman pencereden kafasını uzatır veya evin içinden seslenerek işe karışır. Özü sözü bir, düşüncesini söylemekten çekinmeyen patavatsız bir kişi olduğu için kendini hep zor durumların içinde bulur. Yine de işin içinden sıyrılmasını bilir. Değişik oyunlarda değişik kıyafetler içinde görülebilir. Kadın Karagöz, Gelin Karagöz, Eşek Karagöz, Çarpılmış Karagöz, Çıplak Karagöz, Süpürgeli Karagöz, Bekçi Karagöz, Çingene Karagöz, Sandalcı Karagöz, Tulumlu Karagöz, Davullu Karagöz gibi çeşitleri vardır. Oyun içinde rol gereği kıyafet değiştirse de, oyun sonuna daima kırmızının hâkim olduğu bilindik görüntüsü ile çıkar. Son düzenleyen Baturalp; 1 Kasım 2016 1544 KARAGÖZ İLE HACİVATKaragöz’e Mısır’daki amcasından bir sandık altın miras kalır. Bunun üzerine Karagöz yakın arkadaşı Hacivat ile beraber bir ticaret gemisine binip Mısır’a giderler. Miras işlemlerini hallettikten sonra yine bir ticaret gemisine binip geri dönerler. Ama Marmara Denizi’nde kürekçilerin isyanı sırasında su alan gemiden yolcular kayıklara binerek kurtulurlar. Karagöz ile Hacivat altın dolu sandıkla Mudanya kıyılarına, bindikleri kayıkla ulaşırlar ama sahilde konuşmaya daldıklarından iskeleye iyi bağlamadıkları kayık dalgalara kapılır ve gözden kaybolur. Daha sonra bir at arabasına binerler ve Bursa’daki evlerine dönerler. Bırak bir sandık altını ceplerindeki para da bitmiştir. İş bulup çalışarak para kazanmaları gereklidir ama nasıl bir iş? Onlar aralarında bu konuyu konuşurken tatlı bir sohbete dalarlar. Giderek sohbet koyulaşır, şakalaşmalar artar. Karagöz “ Sence nasıl bir iş tutayım Hacivat. Ama tutacağım iş de az emek harcayıp çok para kazanayım. “ Hacivat “ Öyle iş olmaz Karagözüm. Ne demek az emek çok yemek. Az emek az yemek. “ Karagöz “ Sen de amma yaptın be Hacıcavcav. Bana az yemek vere vere açlığa mı alıştıracaksın. Biraz insaflı olsan da tabağımı dolmayla doldursan. Pek severim dolmanın yanına köfteyi, ondan sonra pilavı ve şamtatlıyı. “Hacivat “ Bu kadar yeter mi Karagözüm? İstersen nohuttan, musakkadan, makarnadan ve cacıktan da alsan.”Karagöz “ Onları sen ye Hacıcavcav. Benim istediklerimden ikişer porsiyon olsaydı, o yemeklerden birazı sabaha kalsaydı, ne güzel olurdu. “ Hacivat “ Tamam Karagözüm, bu istediklerin olur olmasına da, çok çalışırsan, çok kazanırsan, bu yemeklerden yersin. “ Karagöz “ Ahh. Ah. Keşke kayığı iyi bağlasaydık ve altınlar kaybolmasaydı. Altınları bozdurur bozdurur harcar, yer içerdik. Keyifli bir hayat sürerdik. “Yazan Serdar Yıldırım Son düzenleyen Baturalp; 1 Kasım 2016 1529 Sebep başlık ve sayfa düzeni "İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN. BaturalpZiyaretçi 1 Kasım 2016 Mesaj 5 Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Karagöz ve Hacıvat Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan , 2 boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur . Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayalbaz denir . Yardımcıları; çırak , yardak , dayrezen , sandıkkar'dır . Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle gerçekleştirilir. Hacivat ve Karagöz'ün sahiden yaşayıp yaşamadığı , yaşadıysa nerede ne ile içinde bulunduğu kesin olarak bilinmemektedir . Anlatılanlar rivayete dayanır, zira sahiden yaşamış olsalar dahi genellikle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek civarında mühim bulunmamışlardır. Halkbilimciler Karagöz'ün bir takım oyunlarda Çingene olduğunu kendisinin ağzıyla itiraf etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi'nin tanıklığına dayanarak Bizans imparatoru Konstantin'in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri >>>> Karagöz ve Hacıvat Türk-Osmanlı tiyatro tarihinin en popüler iki karakteri onlar. Tarihini ise kimseler pek bilmiyor. Elbette rivayetler de çeşitli; haliyle şehir efsaneleri de yaygın. Kimi Karagöz’ü Bizans imparatoru’nun elçisi yapmış kimi Hacivat’ı Hz. Muhammed’in elçisi… Ulu Camii’nin yapımında çalışan iki işçi olduklarını söyleyen var. Peki, doğrusu ne? Bu işin yaşayan en büyük duayenlerinden Cengiz Özek, bilmeniz gereken her şeyi anlattı. Haklarındaki şehir efsaneleriBeyaz bir perde üzerine, oynatıcı-kuklacı ve perde arasında yer alan ışık kaynağı vasıtasıyla yarı saydam deriden işlenen ve renkli şeffaf boyalarla boyanan, sopalarla hareket ettirilen iki boyutlu kuklaların gölgelerinin düşürülmesi tekniğine dayanan Türk gölge oyunu, Karagöz köklü bir geleneğe sahiptir. Gölge oyununun başkişileri olan Karagöz ve Hacivat’ın yaşadığına dair birçok görüş ortaya atılmış, kimi Karagöz’ü Bizans imparatorunun elçisi yapmış kimi Hacivat’ı Hz. Muhammet’in elçisi… Evliya Çelebi ise Karagöz ve Hacivat’ın Selçuklu döneminde yaşadığını kitabında ileri sürmüştür. Bütün bu söylenceler arasında en rağbet göreni ise; Karagöz ve Hacivat Gazi döneminde bir cami yapımında görevli ustalardır. Kahramanlarımızın bol nükteli sohbetleriyle inşaatı geciktirmelerine öfkelenen sultanın idamlarına hükmettikten sonra çok üzülmesi ve bu üzüntüyü azaltmaya yönelik olarak Sufi Şeyh Küşteri bazı kaynaklarda Şüşteri'nin ölen kahramanlarımızı deriden figürlerle arkadan ışıklı perdeye yansıtıp sultanı avutması karagözcüler arasında yaygın bir söylence olarak kuşaktan kuşağa aktarılmış, bu şekliyle de hepimizin hafızalarında yer en doğru bilgi hangisi?Konuya akademik bir gözle bakınca, yazdığı kitaplarla Türk Tiyatrosu’nun çeşitli evrelerine ışık tutan Prof. Dr. Metin And, birçok uluslararası araştırmacının da dile getirdiği bir belgeyi gözler önüne seriyor. Bu belge, Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethetmesi sonrası Memluk tarihçisi İbn İlyas'ın tarih yazımıdır. Bu belgeye göre “Yavuz Sultan Selim, Memluk Sultanı II. Tomanbay'ı 15 Nisan 1517’de astırmıştır. Cizre’de Nil üzerinde Roda Adası’ndaki sarayda bir gölge oyuncusu Tomanba’ın Züveyle kapısında asılışını ve ipin iki kez kopuşunu canlandırmış, Sultan bu gösteriyi çok beğenmiş, oyuncuya çeşitli hediyeler verdikten sonra şehzadesi de seyretsin diye yanında İstanbul’a getirmiştir.” Büyük benzerlikler gösteriyorTürk gölge oyunuyla ilgili yazılara, çeşitli yazmalarda 16. yüzyıldan itibaren rastlamamızın nedeni de bu olsa gerek. Bunlardan birkaçı, 16. yy. da Topkapı sarayında gölge oyuncularının adını listeleyen bir belge, İsa Akhisari ö1560 adlı sufinin bir perde gazeli, 1582 şenliklerini anlatan Surname-i Huma-yun. 1582 şenliklerine tanıklık etmiş Haunolt'un yazılarının da 1582 Surnamesini destekler niteliktedir. Ayrıca,1582 Surnamesinde tarif edilen oyunlarla 13. yüzyılda şair İbn-ül Fariz'in yazdığı Tay'iyyet-el Kubra eserinde tarif edilen Memlük gölge oyunu içeriğine ait tarifler birbirini tutmakta Türk gölge tiyatrosuyla Memlük gölge tiyatrosu büyük benzerlikler göstermektedir. Aynı teknik Çin’de de varAlman oryantalist Paul Kahle tarafindan bulunan ve Almanya’daki birkac müzeye ülestirilip koruma altina alinan Memlük gölge oyunu kuklalari 18. YY. aralığına tarihlenmektedir. Memluk gölge tasvirleri ile Karagöz tasvirleri arasında önemli bir teknik benzerlik söz konusudur. Her iki teknik de gölge kuklalari deriden yapilmakta kuklalara 90°dikey aciyla bağlantılı ahşap çubuklarla oynatımaktadir. Benzer teknik Güney Çin Kanton ve Tayvan gölge kuklalarinda da gözlenmekle beraber, oynatım çubuklarının deri tasvirle birleşme yerlerindeki "pul" denilen ek aparatın Memlük ve Türk gölge kuklalarinda tıpatıp aynı olması ortak kökene ait ciddi bir maddi delil da sahipleniyorTürk gölge tiyatrosu baş kişileri “Karagöz ile Hacivat'ın” isimlerine ise ilk kez 17. yüzyılda Evliya Çelebi seyahatnamesinde rastlıyoruz. Şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki günümüzdeki Karagöz oyunları formuna 17. Yüzyıl itibariyle adım atılmıştır. Bu formuyla, Osmanlı İmparatorluğu yıkılana kadar yönettiği Suriye, Lübnan, Yunanistan, Bosna-Hersek, Romanya, Macaristan, Tunus, Cezayir, Libya, Kıbrıs ve kökenini aldığı Mısır Memlük’da “Karagöz” ve bundan türeyen adlarla varlığını sürdürmüş ve özellikle Yunanistan’da ulusal kültürün önemli bir parçası kabul tarihimizin baş tacı Karagöz Hacivat’ın 500. yılı Ramazan ayı boyunca Emaar Square Mall’da kutlanıyor! Hem de ne kutlama… Cengiz Özek’in koleksiyonundan oluşan Hacivat Karagöz Sergisi, her hafta sonu günde iki seans gölge oyunu, hem yetişkinlere hem miniklere özel atölyeler… Bütün detaylar aşağıda! Hacivat Karagöz 500 Yıl SergiTarih 26 Mayıs- 27 Haziran 2017Kişi Sınırı YokSüre 1 aySaat aralığı 1000 - 2200Çocuk Atölyeleri Tarih 27-28 Mayıs, 3-4-10-11-17-18-24-25 Haziran 2017 Kişi Sınırı Her atölye 30 çocuk ile sınırlıdır. Süre Günde 2 kez x 90 dakika Saat aralığı İlk Seans - 1330 - 1500 İkinci Seans - 1530 - 1700Yetişkinlere Atölye Tarih 31 Mayıs, 2-7-9-14-16-21-23 Haziran 2017 Kişi Sınırı Her atölye 20 yetişkin ile sınırlıdır. Süre Günde 2 kez x 2 saat Saat aralığı İlk Seans - 1330 - 1530 İkinci Seans - 1630 - 1830Karagöz& Hacivat Gölge Oyunu Tarih 27-28 Mayıs, 3-4-10-11-17-18-24-25 Haziran 2017 Süre Günde 2 kez x 30 dakika Saat aralığı İlk Seans - 1600 - 1630 İkinci Seans - 1900 - 1930

hacivat ve karagöz bilgi dağarcığı