Neml25 Secde 15 Sad 24 Fussilet 37 Necm 62 İnşikak 21 Alak 19 Sual: Tilavet secdesi nedir, Arâf suresinin 204. âyetinin tefsirinde diyor ki: - NEML Suresini okuyan haşrolunduğunda kabrinden (La ilahe illallah) diyerek kalkar. (Beyzavi 4/122) - AHZAB Suresini okuyup, ehline öğreten, kabir azabından emin olur. (Beyzavi 4/169) - MÜLK ve SECDE Surelerini yatsıdan sonra okuyan, Kadir gecesini ihya etmiş gibi olur. (Fethü’l Kadir) - SECDE ve MÜLK Surelerini okuyunuz. NemlSuresi (Arapça: سورة النّمل) Kur'an'ın 27. suresidir. Sure 93 ayetten oluşur. İki kez besmele geçen tek sure Neml suresidir.. Sure ismini 18. ayetinde Süleyman'ın ordusunun geçeceği karınca vadisindeki karıncaların konuşmalarının anlatıldığı karınca anlamına gelen neml kelimesinden almıştır. NemlSuresi 41-44. Ayet Tefsiri. Rivayete göre Hz. Süleyman Allah’ın kendisine lutfettiği mûcize ve nimetleri melikeye göstermek amacıyla büyük bir saray yaptırmış, camdan yapılmış olan tabanını havuz görünümüne sokmuş ve melikenin tahtını buraya yerleştirmiştir (Abdülvehhâb en-Neccâr, s. 396). BirGece İçinde Âli İmran Suresinin Son 10 Ayetini Okumanın Fazileti ali imran suresinin sonundaki on ayeti okumak, teheccüd yerine, teheccüd namazını kaçıranlar, gece namazını kaçıranlar için telafi, öğlenin ilk sünnetini kılmak Ondaon bereket vardır: 1- Aç, okursa doyar, 2- Çıplak, okursa giyinir, 3- Bekar, okursa evlenir, 4- Korkusu olan, okursa emin olur, : 5- Mahzun, okursa ferahlar, 6- Misafir okursa seferde yardım görür, 7- Kayıp (için okunursa) bulunur, 8- Hasta okursa (veya hastaya okunursa) şifa bulur, 9- Ölü üzerine okunursa azabı hafifler, 10 BpaAtt. esulullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu ki "Her kim Neml Suresini okursa, Hazreti Süleyman Aleyhisselam, Hazreti Hud Aleyhisselam, Hazreti Salih Aleyhisselam, Hazreti Şuayb Aleyhisselam, ve Hazreti İbrahim Aleyhisselame iman eden ve inkar edenlerin sayısınca, on sevap verilir. Ve kabirden "Lâ ilâhe illallah" diyerek kalkar" 1 Rivayet Edildi ki Bu Sureyi Neml okuyan kimse, düşmanlarının şerrinden korunur. İnsanlar arasında saygınlığının artmasını isteyen kişi, Neml Suresinin 9-11 ayetlerini, Receb ayında Cuma günü yazıp üzerinde taşımalı ve sürekli okumalıdır. Bir yerin bereketli yağmura kavuşması, düşman ve kötülüklerden korunması için neml suresinin 59-64 ayetleriyle dua edilmelidir. İlim ve Fende ilerlemek ve eşyanın hakikatini tanıyabilmek isteyen kişi Neml suresinin 93. ayetini okumalıdır. Dipnot ve Kaynakçalar Suud Efendi, Ebu Suud Tefsiri İrşadü Aklis-Selim, 6/307 TEFSİR Buna göre› Allah, el açıp kendine yalvaran darda kalmış kullarının imdâdına yetişir, dualarına icâbet eder ve sıkıntılarını muztar, zaruret ve çaresizlik içinde kalmış, bunalmış, hiçbir güç ve tâkati olmayan kimsedir. Allah Teâlâ’nın, ancak dilediği kullarının duasına icâbet etme ve sıkıntılarını defetme muhtariyeti olmakla birlikte bk. Enâm 6/41, burada çoğunlukla çâresizlik hâlinde duanın kabul olunacağına bir işaret, hatta müjde vardır. Çünkü çâresizlik anlarında ihlas ortaya çıkar, kul tüm fâni varlıklardan gönlünü koparıp Rabbine bağlar, imansızlar imana gelir, böylece ilâhî rahmet ve inâyet nâzil bunalmış, çâresiz kimsenin duası hak­kında şu izahı yapar“Allahım! Ben senin rahmetini ümit ederim. Bunun için bir göz açıp kırpacak kadar bir müddet dahi beni nefsimin eline bırakma! Bütün işlerimi sen ıslah eyle. Senden başka hiçbir ilâh yoktur.” Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 42Efendimiz şöyle buyurur“Üç dua vardır ki, bunların mutlaka kabul olunacağında hiçbir şüphe yoktur Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evla­dına duası.” Tirmizî, Birr 7/1905› Peyderpey gelip geçen önceki nesillerin yerine bizi halef yapan, burada bize yaşama imkânı veren, lütfettiği akıl, irade ve ilim kuvvetiyle bizi yeryüzünün hâkimleri yapan da, yapacak olan da Allah’ da çok büyük bir lütf-i ilâhîdir. Dolayısıyla bu cümle, müminlere daha henüz İslâm’ın başlangıcında iken gelecekte İslâmî hâkimiyetin gerçekleşeceğini vaat eden büyük bir müjdeyi ihtiva eder. Sûrenin başındaki “Bu Kur’an, mü’minlere doğru yolu gösteren bir rehber ve büyük bir müjdedir” Neml 27/2 tebşirâtı ile, Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman’ın hükümdarlık kıssasının burada zikredilmesi de bu mânaya ışık tutmaktadır. Hem ferdi hem de toplumu alakadâr eden bu gerçekleri düşünüp ders alan kişi, Allah’ın ulûhiyet ve rubûbiyette tek olduğunu anlayacaktır.› Bize kara ve denizin karanlıklarında yol gösteren, bir kısım kulları için ilâhî bir rahmet tecellisi olan yağmurun öncesinde müjdeci olarak rüzgârları gönderen de Allah’ da birer büyük nimettir. Bu âyet-i kerîmede kara ve deniz yolculukları sâyesinde gerçekleştirilecek cihâdla İslâm fetihlerinin ilerleyeceği haber verilmektedir. Bunları lütfeden ve bundan böyle de lütfedecek olan Allah, bütün ortaklardan yücedir.› Son olarak Allah’ın varlık ve birliğini gözler önüne serip gönülleri âhirete yönlendiren hem afâkî hem de enfüsî bir delile yer verilir. Tüm varlığı başlangıçta yoktan yaratan Allah olduğu gibi, onların yaratılışını belki milyonlarca hatta milyarlarca yıldır kesintisiz devam ettirmektedir. Kıyamette ise gökleri, yeri ve içindekileri büyük bir inkılapla altüst edip yeni bir düzenleme ile bir kez daha yaratacaktır. Dünya hayatından sonra âhiret hayatını gerçekleştirecektir.› Bu afâkî delilden sonra tekrar enfüsî bir delile geçilerek, bizi hem gök hem de yer cihetinden rızıklandıranın Allah olduğu haber halde Allah ile beraber başka bir ilâhın olması nasıl tasavvur edilebilir? Çünkü O’nunla birlikte bir ilâh daha olsaydı, ilk defa yaratma başlayamazdı. İki denk kudret bir birine mani olur, aralarında çatışma çıkardı. Biri galip gelse, mağlub olan ilâh olamaz, gelmese hiçbiri ilâh olamaz ve bir şey yaratılmazdı. Neticede şu görülen yaratılış nizamı bulunamaz, bizler de yerden ve gökten rızıklanamazdık. Demek ki, bu yaratılışı ta başından planlayan, yapan, kullarını gökten ve yerden maddî ve manevî sayısız rızıklarla rızıklandıran ve sonra onları öldükten sonra tekrar diriltip hesaba çekecek olan Allah Teâlâ’dan başka tapılacak hiçbir şey yoktur. Bu hakikate karşı ileri sürülebilecek doğru bir delil bulmak da mümkün Rabbimize ait önemli sıfatlardan biri de, hiçbir yaratığın bilmesinin mümkün olmadığı gaybı yani bizim duyularımızın algı alanı dışında kalan şeyleri yalnızca O’nun biliyor olmasıdır Kaynak Ömer Çelik Tefsiri Duaların daha hızlı kabülü için herdaim okumaya devam edelim. Ayeti Kerime olduğundan abdestli okumaya özen gösterelim. Başta bir kere اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. Bismillahirrahmanirrahîm. demek yeterlidir, isterseniz arada tekrar besmele çekebilirsiniz. أَنَا آتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَن يَرْتَدَّ إِلَيْكَ طَرْفُكَ فَلَمَّا رَآهُ مُسْتَقِرًّا عِندَهُ قَالَ هَذَا مِن فَضْلِ رَبِّي Ene âtîke bihî kable en yertedde ileyke tarfuke, fe lemmâ raâhu mustekırran indehu kâle hâzâ min fadlı rabbî... Ene atike bihi kable en yertedde ileyke tarfük....Felemma reahü mustekırren ındehu , kale haza min fazlı RABBİ..... 27 NEML Suresi 40. Ayetinin Bir Kısmı Meali .................{ ..Gözün - GÖRÜNTÜ , sana ulaşmadan Onu,Sana GETİRİRİM.... Süleyman - Tahtı yanıbaşında görünce Günde 100 ile 1000 arası okunabilir... Kur’an-ı Kerim’in farklı surelerinde toplam 14 secde ayetleri yer alır. Ayetlerin okunması veya duyulması haline yapılan secdeye tilavet secdesi denir. Tilavet secdesinin okunması veya işitilmesi halinde yapılması Ayetleri Nelerdir?Kur’an-ı Kerim’de geçen secde ayetleri toplamda 14 tanedir. Bunlar şu şekildedir;A'râf suresinin 206. ayetiRa'd suresinin 15. ayetiNahl suresinin 49. ayetiİsra suresinin 107. ayetiMeryem suresinin 58. ayetiHac suresinin 18. ayetiSâd suresinin 24. ayetiFurkan suresinin 60. ayetiNeml suresinin 25. ayetiSecde suresinin 15. ayetiFussılet suresinin 37. ayetiNecm suresinin 62. ayetiİnşikâk suresinin 21. ayetiAlak suresinin 19. Ayeti 1. A'râf Suresinin 206. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve Mealiİnne-lleżîne inde rabbike lâ yestekbirûne an ibâdetihi veyusebbihûnehu velehu yescudûneRabbinin katında bulunanlar bile O’na kulluk etmek hususunda kibre kapılmazlar, O’nu tesbih ederler ve yalnız O’na secde Ra'd Suresinin 15. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiVeliAllâhi yescudu men fî-ssemâvâti vel-ardi tav’an vekerhen vezilâluhum bilġuduvvi vel-âsâliGöklerde ve yerde bulunanlar ve bunların gölgeleri sabah akşam, isteseler de istemeseler de Allah’a secde Nahl Suresinin 49. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiVeliAllâhi yescudu mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ardi min dâbbetin velmelâ-iketu vehum lâ yestekbirûneGöklerdekiler, yerdeki canlılar ve melekler büyüklük taslamadan Allah’a secde İsra Suresinin 107. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiKul âminû bihî ev lâ tu’minû, innellezîne ûtûl ilme min kablihî izâ yutlâ aleyhim yahırrûne lil ezkâni succedâsucceden.De ki “Siz ona inanın veya inanmayın, şu bir gerçektir ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere Hakk’ın kelâmı okununca derhal yüzüstü secdeye Meryem Suresinin 58. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiUlâ-ike-lleżîne en’amaAllâhu aleyhim mine-nnebiyyîne min żurriyyeti âdeme vemimmen hamelnâ me’a nûhin vemin żurriyyeti ibrâhîme ve-isrâ-île vemimmen hedeynâ vectebeynâc iżâ tutlâ aleyhim âyâtu-rrahmâni ḣarrû succeden vebukiyyânİşte bunlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu, Âdem’in soyundan gelen peygamberler; Nûh ile birlikte gemide taşıdıklarımız, İbrâhim ve İsrâil’in Yakūb soyundan gelenler ve doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerden olup, kendilerine Rahmân’ın âyetleri okunduğunda ağlayarak ve secde ederek yere Hac Suresinin 18. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiE lem tera ennellahe yescüdü lehu men fıs semavati ve men fil erdı veş şemsü vel kameru ven nücumü vel cibalü veş şeceru ved devabbü ve kesırum minen nas ve kesırun hakka aleyhil azab ve mey yühinillahü fe ma lehu min mükrim innellahe yef'alü ma yeşa'Görmez misin göklerde ve yeryüzünde bulunanlar; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu hep O’na secde etmektedir! Niceleri de azabı hak etmiştir. Allah’ın hakir kıldığı kimseyi onurlandırabilecek birisi yoktur. Kuşkusuz Allah dilediğini Sâd Suresinin 24. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiKâle lekad zalemeke bisu-âli na’cetike ilâ ni’âcihis ve-inne keśîran mine-lḣuletâ-i leyebġî ba’duhum alâ ba’din illâ-lleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti ve kalîlun mâ humk ve zanne dâvûdu ennemâ fetennâhu festaġfera rabbehu ve ḣarra râki’an ve enâbeDâvûd şöyle dedi “Senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle doğrusu sana karşı haksızlık etmiştir. Zaten aralarında ortaklık ilişkileri bulunanların çoğu birbirine haksızlık ederler; yalnız iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapmakta olanlar böyle değildir; ama onlar da o kadar az ki!” Dâvûd böyle bir temsil ile kendisini sınadığımızı anladı. Bunun üzerine rabbinden kendisini bağışlamasını dileyerek secdeye kapandı ve bütünüyle O’na Furkan Suresinin 60. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiVe-iżâ kîle lehumu-scudû lirrahmâni kâlû vemâ-rrahmânu enescudu limâ te/murunâ vezâdehum nufûrânOnlara, “Rahmân’a secde edin” denildiğinde, “Rahmân da neymiş! Biz, senin istediğin şeye secde eder miyiz?” derler ve bu istek onları haktan daha da Neml Suresinin 25. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiEllâ yescudû liAllâhi-lleżî yuḣricu-lḣab-e fî-ssemâvâti vel-ardi veya’lemu mâ tuḣfûne vemâ tu’linûneŞeytan bunu göklerde ve yerde gizli olanı açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah’a secde etmesinler, diye Secde Suresinin 15. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve Mealiİnnemâ yu/minu bi-âyâtinâ-lleżîne iżâ żukkirû bihâ ḣarrû succeden vesebbehû bihamdi rabbihim vehum lâ yestekbirûneÂyetlerimize yürekten inananlar ancak o kimselerdir ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve rablerini hamd ile tesbih Fussılet Suresinin 37. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiVemin âyâtihi-lleylu ve-nnehâru ve-şşemsu velkameruc lâ tescudû lişşemsi velâ lilkameri vescudû liAllâhi-lleżî ḣalekahunne in kuntum iyyâhu ta’budûneGece ve gündüz, güneş ve ay O’nun işaretlerindendir. Eğer gerçekten Allah’a tapıyorsanız güneşe de aya da secde etmeyin, onları yaratan Allah’a secde Necm Suresinin 62. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiFescudû liAllâhi va’budûHaydi artık Allah için secdeye kapanıp kulluk İnşikâk Suresinin 21. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiVe-iżâ kuri-e aleyhimu-lkur-ânu lâ yescudûneKendilerine Kur’an okunduğu zaman saygıyla yere Alak Suresinin 19. Ayeti Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve MealiKellâ lâ tuti’hu vescud vakteribSakın onun isteğine uyma! Secdeye kapan ve Allah’a Secdesi Nasıl Yapılır?Kur'andan bir secde âyeti okuyan kişi namaza durmuş durumda değilse, ister âyeti okuduktan sonra, ister daha sonra kalkarak secdeyi kılan bir kimsenin namazda secde âyeti okuması durumunda, secde âyetinin ardından üç âyetten daha fazla okumayarak, rükûya eğilecek ise, tilavet secdesine niyet eder ve sonrasında da rükûya gider. Kişinin yapmış olduğu bu rükû ise aynı zamanda tilavet secdesi yerine de kişi üç âyetten daha fazla ayet okuyacak ise, tilavet secdesine niyet edip doğrudan sonra secdeye gider ve bir kez secde yaptıktan sonra ayağa kalkmak suretiyle kaldığı yerden kıraate devam yapılan tilavet secdesi, namaz kılma şeklinde değilse de; taharet, kıbleye dönerek niyet etmek, kişinin avret yerlerini örtmesi gibi namazda aranan şartlar tilavet secdesi içinde geçerlidir. Fakat tilavet secdesinde iftitah tekbiri getirmek secdesi yapacak olan kişi, ellerini kaldırmaksızın doğrudan doğruya Allahu ekber' deyip bir defa secdeye giderek üç defa “Sübhane Rabbiye'l-alâ” dedikten sonra yine Allahu ekber' deyip secdeden kalkar. Böylelikle tilavet secdesi yapılmış olur. Tilavet secdesinin ardından teşehhüt miktarı oturmak ve selam verme durumu secdesi gerektiren âyetleri duymuş olan bir kimsenin, hemen secde yapmaya fırsatı söz konusu değilse, “Semi'nâ ve eta'nâ ğufrâneke Rabbena ve ileyke'l-masîr” demesi yeterlidir. O anda yapamamış olduğu secdeyi daha sonra uygun bir zamanda yapması Secdesi Nedir?Kur'ân'da on dört yerde geçen secde âyetlerinin okunması veya işitilmesi halinde yapılan secdeye denir. Bu secdenin yapılması vaciptir. Tilavet secdesiyle ilgili olarak Kur’ân-ı kerimde geçen bir ayette şöyle buyrulmaktadır “Onlara Kur’ân okunduğu zaman secde etmiyorlar!” İnşikâk 84 / 21 Tilavet secdesinin vacip oluşuna delil olarak Abdullah bin Ömer şöyle bir rivayette bulunmuştur “Peygamber Kur’ân okurken içinde secde ayeti bulunan bir sureye geldiğinde secde ederdi. Biz de kendisiyle birlikte secde ederdik. Öyle ki, bir kısmımız alnını koyacak yer bulamazdı. Resûlüllah buyurdular ki “Ademoğlu secde ayetini okuduğunda secde ederse, şeytan ağlayarak oradan uzaklaşır ve şöyle der Eyvah! Ademoğlu secde etmekle emr olundu, secde etti; ona cennet var. Ben de secde etmekle emr olundum ama isyan ettim; bana da ateş var!” Müslim, İman,133; İbn Mâce, İkame, 70Kur’ân-ı kerimdeki secde ayetlerinden birinin okunması halinde secde etmenin gerekliliği hususunda Müslümanlar görüş birliği Secdesinin ŞartlarıNamazın İftitah tekbiri ile vaktinin belirtilmesi niyeti dışındaki bütün şartları Tilavet secdesi için de şarttır. Bu secde için İftitah tekbiri alınmaz. Müslüman, akıllı ve ergen olmak; âdet ve loğusalık hallerinden temiz olmak gibi namaz için gerekli olan vücup şartları, Tilavet secdesi için de vücup şartıdır. Şu halde secde ayetinin okunduğunu işiten gayr-ı Müslim, deli, âdetli veya loğusa bir kimsenin Tilavet secdesi yapması gerekmez. Ama bunlardan birinin okuduğu secde ayetini işiten kimse, secde etme ehliyetine sahipse secde etmekle yükümlü olur. Secde ayetinin okunduğunu işitenler, sarhoş veya cünüp olsalar bile secde etmekle yükümlü olurlar. Ancak işittikleri esnada durumları müsait olmadığından, secdeyi daha sonra kaza olarak yerine getirirler. Secde ayetini deli bir kimse veya mümeyyiz olmayan bir çocuk okumuş ise, bunu duyanların secde etmeleri gerekmez. Çünkü Kur’ân-ı Kerim okumanın sahih olması için okuyan kişinin iyi ile kötüyü birbirinden ayırabilen / mümeyyiz biri olması şarttır. Elektronik cihazlarda okunan secde ayetini işitenler de secde etmekle yükümlü Secdesinin SebepleriTilavet secdesinin sebepleri üç ayetinin okunması Sağır olmak gibi bir sebepten dolayı kendisi duymasa bile secde ayetini okuyan kimsenin secde etmesi vaciptir. Bu ayeti ister namaz dışında, ister namazda, gerek imamın ve gerekse yalnız başına namaz kılmakta olanın okuması halinde secde etmesi vaciptir. İmama uyarak namaz kılmakta olan kişiye, secde ayetini okusa bile secde etmek vacip olmaz. Çünkü bu kişinin, imamın arkasında namaz kılmaktayken Kur’ân okuması yasaktır. Dolayısıyla okuması da secde etmesini gerektirmez. Hatip, Cuma hutbesini okurken secde ayetini okursa hem kendisinin hem de kendisini dinleyenlerin secde etmeleri vacip olur. Bu secdeyi minberden inerek yapar ve cemaat de kendisiyle birlikte secde eder. Ancak minberdeyken secde ayeti okuması mekruhtur. Namazdayken secde ayeti okuması halinde bu secdeyi rüku zımnında veya namazın asli secdesiyle birlikte yapması mekruh olmaz. Ama bu durumda yalnız kendisinin secde etmesi bunun aksinedir. Bu durumda namaz kılanları şaşırtacağı için mekruh bir fiil işlemiş ayetini başkasından işitmek İşiten kişi ya namazda olur ya da namaz dışında olur. Okuyan kişi de bu iki durumdan birinde olur. İşiten kişi namazda ise, ister imam ister yalnız başına namaz kılmakta olan biri olsun, bu secdeyi namaz dışında yapması gerekir. Ancak bu ayeti imama uyan biriden işitecek olursa, kuvvetli görüşe göre secde etmesi gerekmez. Secde ayetini işiten kişi, imama uyarak namaz kılmakta olup bu ayeti kendi imamından başka birinden duyarsa yine secde etmesi gerekmez. Eğer kendi imamından duyar ve kendisi de müdrik; namazın başından beri imamla birlikteyse, secdede de imama uyması gerekir. Eğer bir rekat kılındıktan sonra imama tabi olmuş mesbuk biri ise ve secde ayetinin okunmasından önce imama tabi olmuşsa, tilavet secdesini imamla birlikte yapması gerekir. Secde ayetinin okunduğu rekattan sonraki bir rekatta imama tabi olmuşsa, namazdan sonra tilavet secdesini yapması uyma İmam secde ayetini okuduğunda, kendisine uyanlar bunu işitmeseler bile secde etmekle yükümlü secdesinin yapılışı Tilavet secdesi şöyle yapılırAbdestli olarak kıbleye yönelerek tilavet secdesi niyetiyle eller kaldırılmaksızın Allahü ekber diyerek secdeye varılır. Secdede üç defa Sübhane Rabbiyel a’lâ dedikten sonra Allahü ekber diyerek kalkılır. Secdeden sonra selam verilmez. Namaz kılmakta olan bir kimsenin bu secdeyi rüku ederek ve namazın asli secdesine vararak yerine getirmesi, hastanın veya binek üzerindeki yolcunun da ima ederek ifa etmeleri mümkündür. Oturmaktayken secde ayetini okuyan kimsenin, ayağa kalkıp ondan sonra eğilip secdeye varması müstehap olur.

neml suresinin 62 ayeti fazileti